Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Profesör Albert Heım İsviçreli jeolog.
Bir dağ tırmanışı sırasında ağır bir kaza geçiriyorlar ve düşüyorlar.
daha sonra yaşadığı deneyimi aktarmak için
"düşüşte ölüm üzerine notlar" isimli kitabını çıkarıyor.
Bu kitap aynı zamanda ilk öyd hakkında klinik olarak düşünüldüğü ve üzerinde durulduğu çalışmalardan biri olarak kabul edilmiş.
filme bakıyorum.
adam sanki manik dönemini geçiriyor ve yarı giritlinin yakasına yapışmış.
öforik bir hali var, kendini oradan oraya vuruyor.
bir şey mi yemiş içmiş ne yapmış anlamak mümkün değil.
yarı giritli temkinli, okumuş yazmış korteks gelişmiş.
öyle ki hemen eyleme geçmiyor, bakıyor, ölçüyor tartıyor.
bizimki her şeye atlıyor, düşünme yok, güdüler var.
adam yürüyen güdüden ibaret.
bakalım iş nereye varacak ?
Anthony quinn aslen nereliymiş diye baktım çünkü hiçbir yerliye benzemiyor.
Yunanlıya ise hiç benzemiyor.
annesi meksikalı babası irlandalıymış.
Benzeyenler adadaki kahvehaneyi dolduran diğer oyuncular.
neyse linyit madenine kadar geldik orada durduk.
bakalım iş nereye varacak ?
bir arkadaşımın sık kullandığı kelime.
genelde bu kelimeyi kullandıktan sonra ağırlıklı olarak kendi hayatı ile ilgili değer yargılarından bahseder.
ben de dinlerim.
niye dinlerim ?
dinlemeyi severim.
şöyle yap böyle yap diye yönlendirmem
sadece gözden kaçırmış olabileceği olasılıkları hatırlatabilirim o kadar.
insanı delirtmeyi nasıl başarıyor ?
mesela son numarası.
işimi yapıyorum içeriden geldi.
Bak, dedi tek parmağımın üzerinde laptopu döndürebiliyorum.
-----
dedi ki inşallah sınavda çok kazık sorarlar.
neden ?
ben yapamıyorsam hiçbiri yapamasın.
dolayısıyla yapabildiğim konularda fark atabileyim.
ağzından resmen bal damlıyor.
----
hem çalışıyoruz hem sohbet ediyoruz.
tentacılar merdivenini çalmışlar.
yani o öyle tahmin ediyor.
çok sağlam güzel bir merdivendi diyor.
çalınınca şoke olmuş.
eski köye yeni adet gelince hep öyle oluyor.
kimseye söylemedim, diyor.
hatta merdiveninin çalındığını öğrenemeden vefat etti, diyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |