Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
büyüklerimizin anlattığına göre eskiden aileyi geçindiren kişiler ( bazen baba, bazen büyük baba ) gerekli alma satma işini yapıp erzağını evin kilerine çuvallarla dizdiği zaman çoluk çocuk kışı rahat geçirebilecekleri düşüncesiyle çok rahatlarmış.
O zaman sandalyeye oturur, arkasına yaslanır ellerini yeleğinin ceplerine takarmış.
etrafa yaydığı huzur açıkça hissedilirmiş.
Çok etkileyici bir tanımlama olduğu için hiç aklımdan çıkmamış.
ajan mektuplarına destar adı veriliyormuş.
destar aslında başa sarılan sarık - tülbent anlamına geliyor.
Mektuplar kaybolmasın ya da ele geçmesin diye sarık aralarına, fes astarlarına saklanıyormuş.
Bir de kafa derisine dövme olarak işlenen ve taşıyıcının saçı uzayınca görünmez olan mesaj bilgisi var.
Eskiden şu veya bu nedenle ev döşemek isteyen ya da mobilyalarını değiştirmek isteyen insanlara bazı dayatmalar yapılıyordu.
Mobilyacılar gezilirken şu parçayı alabilirsiniz bunu bırakabilirsiniz denmiyordu pek.
Alıyorsan takımı komple almak zorundaydın.
Orta sehpası, vitrini, yemek dolabı kaşıklığı bilmem nesi.
Şimdi bakıyorum insanlara seçenekler sunuluyor.
Salonuna bir tv. ünitesi ve koltuk takımı koyuyor başka bir şey almayabiliyor mesela.
Ya da takımın sadece yemek masasını satın alabiliyor.
Bunun haricinde kabul etmek gerekir mobilyaların kalitelerinde belirgin bir düşüş var.
Koltuk takımlarının kumaşları, modelleri günden güne ilginçleşmeye başladı.
Galiba mobilya sektörü farklı limanlara yelken açtı.
Kur farkının türk halkına yansımaları her alanda kendini belli ediyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |