Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bence bu çekirdekleri çıkaralım zahmetsiz bir ürün olsun demişler.
sonra içindeki boşluğu neyle doldursak diye düşünmeye başlamışlar.
pek çok şey akıllarına gelmiş ama hiçbiri zeytin kadar dayanıklı ama aynı zamanda yumuşak değilmiş.
lezzeti de tamamlaması açısından en son salamura biberde karar kılmışlar.
bence lor peyniri de doldurulabilir.
peynirli küçük biber dolmaları gibi.
bütün öğleden sonrayı hortum döşeyerek geçirmek zorunda kalmıştık.
sebep
işini bilmeyen çavuşlar olmamız.
üç ahbap çavuş da diyebiliriz.
hortumu makaralı almadık. Orta kalite bir hortum diyelim.
ipleri kesince ve ucunu içeriden açmaya başlayınca ve bütün bu işleri gizli yapmaya kalkınca çarşı karıştı.
Yanlış anlaşılmasın define aramıyoruz.
Sadece büyük patrondan gizli sulama uygulamaları yapmaya çalışıyoruz.
lanetli hortum yumak gibi birbirine karıştı.
kan ter içinde bir uçtan öbür uca araziyi gidip geldik hortumu çözmeye çalıştık.
zaten ülkenin üzerine çöken sis gibi üzerime de bir bezginlik çökmüş.
- asılma kopacak !
- Az gevşetsene çekemiyorum !
- Su geliyor mu ?
- Aha şimdi de dala takıldı !
nidalarıyla olayı bitirdik.
dedim ki:
hortumun mu var derdin var, şimdi de bunu nasıl sağlama alırım onu düşün.
fare mi kemirir, biri mi üstüne basar, yukarıdan mı aşırsak, aşağıdan mı geçirsek
ühüü bir sürü iş.
insan olmanın en zor yanı.
bir sürü iş olması.
ördek olaydım gölgede yatar arada suda yüzerdim.
üç kişiydiler, ikisi lise talebesi ve belli ki okulu kırmışlar.
Bir tanesi reşit, kimliğini uzattı.
yasal ama bayağı zararlı içeceklerden alıyorlar.
yüzde kırklık saydam olanlardan.
dedim ben bu okulu bulurum.
acaba idarecilere bilgi versem mi, vermesem mi ?
hangisinin ucu iyi bir yere çıkar ?
Anne babalarını düşündüm, içim cız etti.
Çocukların okula gittiğini düşünüyorlar.
ikisi zaten çok zayıf üflesen uçacak gibiler.
offf canım sıkıldı.
keçiyi makineyle tıraşlamışlar.
Kel keçi olmuş, daha doğrusu kafası ve kuyruğu hariç hiçbir yerinde kıl kalmamış.
Kene haberlerinden sonra tedbir aldılar herhalde.
geldi yine kiraz ağacının yapraklarını alttan alttan götürüyor.
elleriyle ittiler.
Kafasıyla yine tos vurmaya başladı.
Ben polemiğe girmiyorum.
Hayvan hakkını almaya çalışıyor.
Bal porsuğu kılıklı... komutan gibi tos vuruyor.
tavuk olsa iki kışlarsın, inek olsa sürersin, köpek olsa hoştlarsın, kedi zaten uyanık yanaşmaz bile, buna ne oluyor anlamak mümkün değil.
Sevgili koçlar ve oğlaklar sanırım size bu isimler boşuna verilmedi.
-----
Suyun yanında dut var.
Suyu açıp kapatmaya gelen duta sarıyor.
işi mişi unutuyor.
bağırıyorlar suyu açççç !! suyu kapattt !!! Bir yandan dut yiyorum bir yandan tamam, tamam ...
anlayacağınız dut ağacı boyunca, dut yemedim doyunca...
dutun üzerindeki kurtçuklar için demiş ki:
olursa olsun ne yapayım ? Benden büyük değiller.
bir diğeri de demiş ki: kurçuk varsa organik demektir, devam...
-----
fasulyelerin yatağını kazıp onları yerlerine ektik.
biber fidelerini sopayla ölçü alıp nizami bir şekilde diktik.
gübresini, lifini, hafif külünü uygun yerlere döktüm.
domates ve patlıcanları da yerleştirdik.
En son yemeklik kabakları da ektik.
bostanın kazıklarını da çakıp teli sağlamlaştırdılar.
dedim buraya bluetoothlu küçük müzik setini asayım.
arada geceleyin falan Hasan mutlucan açarım
domuz momuz gelmez korkar.
bir de korkuluk yapmam lazım.
var aklımda bir şeyler ama onu hem bulamam hem de değil yaşadığım yere, tüm dünyaya rezil olurum gibi bir his var içimde.
vitrin mankeni mi ayarlasam ne yapsam ?
hem öbürünün hemen havası iner, kargalar bitirir işini.
-----
Ben dedi yapılmışını gördüm dedi.
Bu niye böyle ? diye sormuş. ( arka tarafına estetik ameliyat yaptırmış bir kadından bahsediyor. )
ona ameliyat yapılmış demişler.
Halbuki, dedi, üç harfli markette satılıyordu bir ara. ( öyle demedi tabi ben burada çevirmenlik yapıyorum, cümledeki nesneyi uçurdum. )
Alsa daa niye kendini tehlikeye atıyor ?
Yahu bir günümüz de günah yüklenmeden geçse.
akşama kadar taklit yapıp gülmekten yerlere yıkıldık.
hem çalıştık pestilimiz çıktı hem de dedikodunun dibini bulduk.
Dedim ki: Çok çalıştın, şimdi de gidin karşılıklı oturun capuccinonuzu yudumlayın.
altına da yazın: bostandan sonra kahvemizi yudumlayıp dinlenirken gün batımı...
kutudan iri kıyım çıktı.
Şair burada : haşla, doğra, kendin hallet demek istemiş.
dün ortak bir sonuca vardık:
işkembe bir çorba değildir. Binaenaleyh işkembe bir yemektir şeklinde son noktayı koyduk.
Yanına herhangi başka bir yemek yapmanın pek anlamı yoktur.
Belki ittira kaktıra bir sebzeli bulgur pilavı yerleştirilebilir.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |