Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bu durumda melami olan birinin ben melamiyim diye bas bas bağırmayan bir dış görünüşü ve üslubu vardır belli ki.
herhalde hep edilgen çatılı cümleler kuruyordurlar.
birinci çoğul şahıs bile onlara ağır geliyordur.
ayrışmıyordurlar, karşı taraf belirlemiyordurlar, daha çok kendi nefis terbiyesi ile ilgileniyordurlar ama bu onları herhalde toplumdan da tamamen soyutlamıyordur.
çeşitli mesleklerle ilgileniyor çarşı pazarda geziyordurlar.
bakışlarıyla insanları üstten aşağı süzmüyordurlar.
bazı insanlar da onlar için "allahlık" sıfatını kullanıyordur.
dün Volkan Kemal Ergenekon'u izliyordum.
Bilgi birikimini pek belli etmiyordu önceki videolarda.
ilk defa sanki tecrübelerini ve bildiklerini samimiyetle paylaşıyor ya da bana ilk defa denk geldi bilmiyorum.
Araştırmalar yapmış, İran'da 2 yıl gazetecilik yapmış, okumuş incelemiş.
melamiliği kısaca tanımladı: Mümkün olduğu kadar sade yaşama gayreti. giyim kuşamla, evle ocakla, gizlenen ibadetle tevazuyu hayata taşıma mantığı. her türlü kibirden olabildiğince kaçma çabası.
zamanla her türlü düşünce akımının ya da yaşam şeklinin çarpıtılması, bozulması, popülerliğine dayanılarak suistimal edilmesi ise neredeyse tümünün makus talihi gibi bir şey.
geçen gün şeyi izliyordum.
neyi izliyordum ya unuttum.
Ha bir kore filmi izliyordum. polisiye bir film.
düşündüm.
yeryüzündeki diller kendi coğrafyasına özgü, bölgesine sıkı sıkıya bağlı.
yani kendi yurdunda açan bir çiçek gibi.
Bizim dilimiz konuşmaya başlayınca sanki bütün medeniyetler ayağa kalkıyor.
yürümeye başlıyor.
kavimler göçü gibi.
dilimizde neler neler var.
çok zengin bir yerdeyiz.
aşırı zengin bir yerdeyiz.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |