Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
uçağın inmesine yakın , sola baktım aşağıda Uludağ.
bembeyaz görünüyor.
yüreğim hop etti.
belli bir yükseklikten aşağısı coğrafya atlası gibi çok güzel görünüyor hele de hava açıksa.
bir şey söyleyeyim ama acaba serap mıydı uyduruyor muydum ?
hava güneşliydi ve pırıl pırıldı.
biz İstanbul marmara kıyılarından karşıya bakıyorduk.
belki size aptalca gelecek ama uludağ görünüyordu.
dedim saçmalama kendine gel, ama durum bu.
Pompei'nin en belirgin özellikleri
çok zengin bir şehir olması,
evlerin günümüz koşullarına göre bile aşırı lüks sayılabilecek şekilde yapılmış olması,
her evde mozaiklerin, heykellerin, duvar resimlerinin, havuzların, geniş bahçelerin, ahırların, atların, hizmetçi odalarının bulunması,
şehrin kendine ait bir tiyatro/arenası olması,
agorasının, yollarının, çeşmelerinin, ortak alanların son derece sağlam ve estetik ölçülerde yapılmış olması,
keskin bir sınıfsal ayrım, kölelik, insan pazarlama gibi durumların yaygın olması.
bunları resmetmekten ve mozaik haline getirmekten çekinmemiş olmaları ve bu şekilde yaşantıları hakkında detaylı bilgi sahibi olabilmemiz.
ha bir de şeyi var.
içlerine şarap ya da zeytinyağı gibi sıvıların konulduğu dar uzun küçük tabanlı anforalardan kullanıyorlar ve hiçbir hasar almadan önemli bir kısmı günümüze ulaşmış.
bunları bu formda üretiyorlarmış çünkü gemilerle bunları taşırken tabana kum dolduruyor. bunları da birbirlerine çarpıp kırılmasınlar diye bu kuma gömüyorlarmış. ( herhalde bunları sandıklara dizip aralarına kum dolduruyorlardı )
bunun dışında yeni bir keşif olarak şehrin dışında bir iskelete daha rastlanmış.
bu kişi her kimse patlamadan ve zehirli gazlardan kaçmayı bir şekilde başarmış.
İskelet şeklinde bulunduğuna göre üzerini örten bir tüf tabakası da sanırım yokmuş.
ya şehir dışındaymış ya da uzaklaşabilmiş fakat yine de kaderinden kaçamamış.
bulunduğu zaman iskelet halinde yalnız iskeletin belden yukarı kısmı büyük bir bloğun altında kalmış ve tamamen parçalanmış.
eğer müzede sergileniş şekli doğruysa üzerine düşen blok herhangi bir kaya parçası değil bir yapıdan kopan taş blok. Bunun nasıl gerçekleşmiş olabileceğini anlamadım.
belki bir yıkıntının altında kalmıştır.
portal'ın yorumladığı tabloların birinde pompeiden esinlenilmiş.
zırhıyla ve tüm kıyafetleriyle birlikte bulunan bir askerin görev yerini terk etmediği fark edilmiş.
ressam bu buluntudan etkilenerek bunu bir tabloya çevirmiş.
korkuyla nöbet tutan bir asker...
kapının dışında kapkaranlık bir gökyüzü ve gökten yağan ateş...
gerçekten etkileyici bir tablo.
Faithful Unto death/Edward John Poynter
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |