Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
çorbayı görünce merak ettim.
sevgilinin gözü demekmiş.
çorbaya niye bu ismi vermişler acaba ?
Hımm saray mutfağına özgü bir çorbaymış.
o yüzden farsça ve edebi bir isim verilmiş olabilir.
galiba farsça ve arapça biliyor olmak imparatorluk döneminde bir prestij ve sınıf belirtisiydi.
ilk fırsatta denerim.
Çorba deyince bak aklıma ne geldi...
onu da başka başlığa yazayım.
bu kelimenin hangi dile ait olduğu, nereden geldiği bilinmiyormuş.
sanırım argo terim olarak daha çok kullanılıyor.
belki istanbul'da belli yörelerde kullanılan jargona aittir.
zamkinos etmek: kaçmak , sıvışmak demekmiş.
ayrıca önemsiz, değersiz, küçük parça anlamları da varmış, tıpkı zımbırtı gibi...
akla ismi gelmeyen şeyler için kullanılan falan, feşmekan, festeki, zımbırtı gibi kelimeler yerine zamkinos kelimesi de kullanılıyormuş.
o değil de bizim lisenin etrafında da böyle bir jargon vardı. Çok da kalabalık bir kelime topluluğuydu. Neceydi bilmiyorum ama kullananlar sanırım bir tür şifre geliştirmiş gibiydi.
bundan uzun zaman önce, dağlık bir yerdeyken
pusulama baktım,
delirmiş gibi titreşip duruyor
iğnesi bir türlü sabit durup yönü doğrultusunda uzanamıyor.
sinirlendim, düz bir yer aradım ve pusulayı oraya bıraktım.
baktım sonuç değişmiyor.
bu nedir şimdi ? dedim. etrafımdakilere söyledim pek sallayan olmadı.
dün bir belgesel izlerken jetonum düştü.
aslında vardı bir tahminim ama emin olamıyordum.
eski Orta amerika kültüründen bahsediyor ( DMax belgeseliydi galiba )
kocaman siyah kafa heykelleri yapmışlar. ( İnka mıydı, olmec miydi, aztek miydi unuttum )
yalnız bu kafalar etrafa manyetik bir etki yayıyormuş, tesadüfen keşfetmişler, pusulaları hareketlendiği için.
sonra araştırmışlar.
kadın anlatıyor:
bu heykelleri bilerek ya da bilmeden sık sık üzerlerine yıldırım düşen kayalarla inşa etmişler.
bu kayalar zirvelerde olduğu için fırtınalı havalarda üzerlerine sürekli yıldırım düşüyormuş.
bu da onların mıknatıslanmasına yani manyetik olmasına yol açıyormuş. ( Tabi içlerindeki cevherle ilgisi var mı bilmiyorum. )
bunu da şeyden anlamışlar:
yıldırımın kayalardaki giriş ve çıkış doğrultusal hareketi ile manyetik etki örtüşüyormuş ya da onun gibi bir şey.
benim bulunduğum yerde eski ilkel bir demir ocağı olduğunu biliyorum, çevrede bakır olduğunu da biliyorum ama hani demişler ya bırak dağınık kalsın.
bak yine aklıma geldi sinirim bozuldu.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |