Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
tutarsızlık normal ve korkulmaması ya da yadsınmaması gereken bir şey çünkü:
arkeoloji bilimi ve bilimin diğer dalları sürekli yeni şeyler keşfediyor.
buluntular arttıkça tarih hakkında bilinenler yeniden şekilleniyor.
kabaca paleolitik çağ, neolitik çağ, mezolitik çağ gibi sınıflandırılan çağlardaki ya da daha öncesinde insan yaşamı hakkında sadece tahminlerde bulunuyorlar.
elde edilen bulgular arttıkça bazı fikirleri kabule devam edip bazı görüşlerden vazgeçiyorlar.
dini metinlerin yorumlanması da gelişmeye açık.
o alanda da zamanla ilerlemeler kaydediliyor, yeni ve farklı yorumlar gündeme geliyor.
Gizemli gelen bazı konular netleştirilmeye çalışılıyor.
Bilim insanlarına düşen sürekli merak etmek ve düşüncelere bataklığa saplanır gibi saplanmadan araştırmak.
Not: Arkeoloji "akıllı insan yani günümüz insanı" anlamında tarihi daha kısa tutmuş gibi. daha önceki buluntuları, iskeletleri, mağara resimlerini ve taş aletleri insan olmayan insansılara bağlamış. insansıları ise insan ile bir kısım primatlar arasındaki bir canlı türü olarak değerlendirmiş. Kısaca dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. ortalığı toz duman eden evrim teorisine. Bu konuda evrim ağacı videolarını seyrediyorum. keşke bir zaman makinemiz olsaydı da neler olup bittiğini görebilseydik demekten başka çare yok.
giysi ve eşyalarda sembol olarak kullanılan nesne.
özellikle gençler dikkat çekmek için ya da farklı görünmek için bunları tercih ediyor.
tüketim kültürünün bazı unsurları da bu durumu destekliyor.
Biraz bakındım da gerçekten de çocuk hatta bebek kıyafetlerinde bile bu semboller kullanılmış ve internet üzerinden satışa çıkarılmış.
fakat kuru kafa sembollerinin giysilerde, aksesuarlarda, takılarda, çantalarda kullanılması pek tavsiye edilmiyor ve negatif etkilerinden bahsediliyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |