Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bir başkasının acısını tam olarak aynı şekilde hissedebilme durumu olarak tanımlanmış.
Herhalde empatinin zirve noktası.
aklıma bir anım geldi:
meydanda güvercinler vardı.
her gün sürekli yemlendikleri için orada rahatça dolaşıyorlardı.
sonra bir araba içlerinden geçmeye karar verdi.
kornaya da basmadı.
bir tanesi kaçamadı ve kanadını tekerleğe kaptırdı.
görüntüyü ve sesi anlatmak istemiyorum.
O sırada gök yarıldı, paramparça oldu sanki.
Çığlık atıp yere çömeldim.
karşıdan gelen biri taklidimi yapıp dalga geçmişti.
sinesteziyle hiç alakam yok ama bu tarz şeylere tahammül edemiyorum.
şiddete tahammülüm yok.
bir öğretmen "ders öncesi hitabet" başlangıcı.
genellikle gözlüklerin üzerinden bütün sınıf taranarak söze başlanır.
tek bir öğrenciye odaklanılmaz ki yanlış anlaşılma olmasın.
bütün öğrencilere tek tek bakılır.
O sırada öğretmenin mimikleri dikkatle incelenir.
ufak bir ipucu yeterli olacaktır.
birdenbire sınıfın tansiyonu yükselir, etrafı bir sessizlik kaplar.
aslında bazılarınıza değil hepinize söylüyorum denilmek istenmektedir.
öğrencilerin o sırada kafa içi geçmiş tarayıcıları açılır.
Yine ne yaptık ?
acaba velim gidip öğretmenle mi konuştu ?
kim bilir ne dedikodular döndü okulda da haberim yok.
eyvah acaba sigarayı mı duydular yoksa beleşe yemekhane sırasına kaynadığımı mı ?
tüh yine pantolonuma laf çakılacak.
amanin yoksa dedikodusunu yaptığım instagram entrikaları birinin başını mı yakacak ?
abooo ya bir veli gelip şikayet ettiyse bize disiplin yolu göründüyse ?
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |