Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
tek tek sayıyorum.
siyahi bir adamla beyaz bir kadının ilişkisi ya da tam tersi var mı ? tik.
tarihi bir filmde siyahi beyaz ırk karışımı bir hükümdarlık var mı ? tik.
eşcinsel ilişki sahneleri var mı ? tik.
kahramanlar içinde bir ladyboy karakter var mı ? tik.
henüz piyasaya sürülmemiş ama insanı ürkütecek boyutta mahremiyet sınırlarını aşan bir teknoloji var mı ? tik
Mükemmel görünümlü olmayan, atletik ya da çok güzel olmayan, senin benim gibi kahramanlar oynuyor mu ? tik
mesela hayvan haklarıyla ilgili böyle bir hassasiyet yok.
afrikalılar dışında başka ırklar hakkında, atıyorum amerikan yerlileri hakkında böyle bir hassasiyetleri yok.
iklim değişiminin altı arada çiziliyor ama çevre kirliliği ile ilgili de bir hassasiyet yok.
dünyanın tek tipleşmesiyle ilgili bir hassasiyet de yok.
göç hareketleriyle ilgili bir vurguları da yok.
sanırım netflix filmlerinin deklere edilmemiş bazı kanunları var.
bu kural ve kanunlar çerçevesinde film çekmek ya da senaryo yazmak zorunda gibiler.
sanki bazı kavramları yerleştirmek ve yaygınlaştırmak isteyen bir planın parçası gibi hareket ediyorlar.
tartışmıyorum, taraf olmuyorum sadece durum tespiti yapıyorum.
yeniden düşündüm de,
zamanında belki buzul çağında belli bölgelere yerleşmiş medeniyetler tekrar açığa çıkardı.
onların şu anda deniz altında kalan bina, tünel, geçit, tapınak, yol her ne ise birdenbire gün ışığına çıkardı.
özellikle istanbul boğazı hakkında türlü rivayetler var.
boğazın aslında o kadar da büyük olmayan bir akarsu olduğu ve civarında çeşitli yerleşim yerleri olduğu hakkında.
aynı bulgular ege adaları için de geçerli.
eskiden ada olmayan ve kara parçası olan ege adalarının deniz altında kalan bölümlerinde çeşitli medeniyetlerden kalma izler hala bulunabiliyormuş.
bizim büyüklerimiz dev kelimesi yerine div kelimesini kullanırdı.
ben de merak ettim.
kelime nereden geliyor diye.
Farsça kökenli bir kelimeymiş, gerçekten de dîv ya da Dêv olarak telaffuz ediliyormuş.
Eski farsçada daiva kelimesinden geliyormuş.
avesta dilinde daeva , kötülük tanrısı, şeytan, cin olarak tanımlanıyormuş. ( Zerdüşt dini )
aslında fars mitolojisinde kötü ruhlu efsanevi bir yaratığın ismiymiş.
ek bilgi:
deiwos: tanrı dönüşerek, deva, deus, zeus şekline bürünmüş.
köye bakınca hatırladım.
Köyün adı aslında palangan'mış. ( palangan-palengan )
Yanlış anlamadıysam bir kürt köyü, kürtlerin yaşadığı şehirlerden birinde.
değişik mi gitmişti diye baktım ( değişik yollarda ) onun gittiği köy sar agha sayed köyüymüş, benziyor ama.
Palangan'a belki de Berna gitmişti. ( Borna seyyahe )
tekrar baktım da dere kenarındaki dik bir yamaçta kurulmuş çok güzel bir köymüş.
etkinliği de izledim.
10.000 kişi katılmış diyorlar.
Hewraman yazmışlar, sanırım bölgenin adı.
Belli ki turizm potansiyelini de keşfetmişler.
biraz kurcaladım da özellikle definecilerin takip ettiği bir işaretmiş v işareti.
Roma rakamıyla 5 i ifade etse de yollarda ya da kayalarda kullanılan bu V işareti 5 rakamını değil farklı anlamları barındırıyormuş.
ağırlıklı olarak bu işaret kayalara kazınıyormuş.
v nin açık ağzı boyunca ilerleyin anlamına gelecek şekilde aslında bir nevi yön belirteciymiş.
v nin bacak boyları da ilerlenebilecek mesafe hakkında bilgi verebiliyormuş.
eğer yakınlarında bir de murç deliği bulunuyorsa bu oranın bir mezar olduğu anlamına geliyormuş.
daha çok antik ermeni mezarları bu şekilde işaretli oluyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |