Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bizim kedi üzerine fazla düşmeyince aşırı sevgi pıtırcığı oluyor.
Baktım geçen gün oturduğu yerden beni seyrediyor.
Yanıma geldi koluma masaj yapmaya başladı.
Sonra sırtını sol koluma yaslayıp mırlamaya başladı.
Kediler konuşmadan dışarı verdiğiniz mesajları algılamada çok daha başarılı.
Ruh halinizi sizden daha iyi biliyor.
Takibinizi yapıyor.
Konuşmanıza gerek yok zaten konuştuklarınızdan da pek bir şey anlamıyor.
Sabah uyandığımda ve gözlerimi açtığımda yine beni seyrettiğini fark ettim.
Ona dokunulmasından nefret eder ve hemen dokunulan yeri temizler.
Ama ona müzik açarsanız ve yakınında sessizce oturursanız sizi çok sever ve kuyruğunu sallayarak yanınıza yerleşir.
Bir dönemler edindiğim sıfat.
Artık öyle bir sıfatım yok.
Nasıl başardığımı bilahare detaylı anlatırım.
Anlatayım efendim:
Önceleri merkezi sistemle ısınan bir apartmanda oturuyorduk.
Havalar iyice soğumuştu ve artık yönetim kaloriferlerin yakılmasına karar verir diye beklenti içindeydik.
İşten güçten aklıma gelmedi ve havaların soğumasına rağmen neden hala kaloriferlerin yakılmadığını sorma fırsatım da olmadı açıkçası.
Çocuklar hasta olur diye geceleri yorgan üstüne yorgan örtmeye başlamıştım.
Daha sonra canımıza tak etti ve gidip bilgi almaya karar verdik.
Kaloriferlerin bir haftadır yakıldığını öğrendik.
Ama bizim ev buz gibiydi.
Efendim üst katlarda yaşayan bir kat maliki evinin yeteri kadar ısınmadığını iddia ederek kafasına göre evlerin girişlerinde bulunan kalorifer vanalarını kapatıyormuş. Özellikle bizim içinde bulunduğumuz daireye hususi bir ilgisi varmış.
Durumdan haberdar olmadığımız için günlerce tir tir titremişiz.
Gürültülü bir süreçten sonra apartman görevlisi vanayı eski haline getirdi.
Aradan bir süre geçtikten sonra aynı şahıs aynı davranışı tekrarladı.
Kafamın içinde bağlamalar çalmaya, ranzalar belirmeye başladı.
Çareyi vanayı eski haline getirip; vananın bütün aksamını sökmekte bulduk.
Hani bir türkü vardı ya:
Kıyıdan , kıyıdan, kıyıdan gel
Ortası çamur kıyıdan gel.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |