Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bizim kedi aylardır odaya sakladığım çiçeğin yollarını kolluyordu.
Bulduğu her fırsatta odaya dalıp soluğu çiçeğin başında alıyordu.
Sonunda bu gerilime dayanamadım ve japon şemsiyesini salona yerleştirdim.
İki gün boyunca patlayana kadar şemsiyenin yapraklarını kemiren kedi bir süre sonra onları çıkarmaya başladı.
Sabırlıyım bakalım hangimiz galip geliyoruz.
Kemirdiği yaprakları kesip baş aşağı suda bekletiyorum; köklendiriyorum yeniden.
Hadi bakalım çiçek, bu saldırılara karşı kendi gücünü göster ve boylanmaya bak.
Yoksa hınzır kedi kökünü kurutacak.
Tedbir almadım, çare aramadım zannetmeyin.
Marketten kedi çimi bile alıp çimlendirdim.
Bir iki kokladı sonra yüzüne bile bakmadı.
Sağlam kereste seçen ormancılar gibi çiçeğin başına gidip eliyle taze dalları seçiyor sonra bir bir deviriyor.
Neyse kökü hala bizde nasıl olsan, bir yerlerden fışkıracak yine filizleri inanıyorum.
Bir dönem yaşamıştım da...
Eğer toplu taşıma aracına ilk binilen duraklardan biriyse tadından yenmez.
Günün ilk ışıklarıyla birlikte otobüse biner, şoförle selamlaşır koltuklardan koltuk beğenirsiniz.
Eğer hattınız da çok indi bindili ve virajlı yokuşlu değilse bazı aktiviteleri yapa yapa hedefe ulaşma şansı verir.
Biz gençtik o zamanlar.
Müzik dinliyorduk.
Akıllı telefonlar yoktu, mizah dergileri okuyorduk.
Tipi çok tatlı olan, bulunduğum bölgede de bol miktarda bulunan, çok yırtıcı olduğu söylenen sevimli mi sevimli bir hayvan.
Hem sincaba, hem su samuruna, hem sansara, hem fareye, hem porsuğa yani biraz ona biraz buna herkese biraz benziyor.
Kedigil midir, kemirgen midir diye baktım sansargillerdenmiş.
Bunun akrabası mıdır nedir bilmiyorum ama namı almış yürümüş olan yegane hayvan bal porsuğu.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |