Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
belli bir yükseklikten dünyaya yapılan serbest atlayışlar.
4 Nisan 2012 Felix Baumgartner : 38 kilometre yüksekten atlayış yaptı.
24 Ekim 2014 Alan Eustace : 41 kilometre yüksekten atladı.
1 Haziran 2019 Orkun Işıtmak : 10.0584 kilometre yüksekten atladı.
şimdilik atlayış yapanlar bunlar.
gelişmeler oldukça başlık da güncellenmeye devam eder.
bugüne kadar bu kuşaktan en az zararla çıkabilmek için düşünülen yöntem hızlı geçiş yöntemiymiş.
uzay boşluğuna gönderilen canlılar buradan hızla geçerek maruz kalınacak radyasyon miktarını dolayısıyla zarar seviyesini en aza indirmeyi hedeflemişler.
2020 yılında yayınlanan bir habere göre bu kuşağı sağlıklı olarak geçebilmek için bazı çalışmalar yapıldığı belirtiliyor.
yerküre etrafında iç içe geçmiş iki temel kuşak var.
biri yerden 650 ( altıyüzelli ) kilometre yüksekte
diğeri ise 60.000 ( altmışbin ) kilometre yüksekte
4.5 sivertlik anlık bir dozun yetişkin sağlıklı bir erkeği iki gün içinde öldürebileceği belirtiliyor.
bu kuşaklar ise günde 11 sivert radyasyon yayıyorlarmış
radyo istasyonlarından yayılan vlf dalgalarının bu kuşağı öteleyerek uzaya doğru üflediği tespit edilmiş. bu nedenle radyo dalgalarının uzay araçları için bir kalkan vazifesi görebileceği anlaşılmış. yapılan deneylerle kuşaklarda bulunan elektronların uzaya doğru süpürülebildiği saptanmış.
kısacası uzaya seyahat planları kapsamında radyasyon kalkanları ile ilgili çalışmalar devam ediyormuş.
güzel göründüğü için takılarda tercih edilen mineral.
gümüş takılarda kullanılır.
metalik parlaklığa sahiptir.
sülfatlar grubundan pirit taşına benzeyen; piritin daha yoğun sıcaklığa maruz kalmış hali.
ısıtıldığında manyetik özellik alıyor.
kimyasal formülü: Fes2
bünyesinde eser miktarda bakır ve arsenik bulunuyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |