Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
özel bir psikoterapi şekliymiş.
Avusturyalı Psikiyatrist ve nörolog viktor e. Frankl tarafından geliştirilmiş.
frankl tüm ailesini toplama kamplarında kaybetmiş.
kendisi de toplama kampında kalmış.
hayatınıza onu yaşanmaya değer kılacak bir anlam yükleyin.
hayatınızı değer verdiğiniz şeylere özgüleyin.
bulunduğunuz koşullara göre anlam bulma çabanızı sürekli kılın.
anladığım kadarıyla " ömrünüzü boşa geçirmeyin, bir eser bir değer ortaya koyun, yaşamınızın bir anlamı olsun." mesajını vermiş.
kendisi stoacı olarak tanımlanmış.
Allah müstahakını versin !
aslında uzağı iyi görürüm ama hava da iyice kararmıştı.
orada oturuyor sandım ve sarılmak için kollarımı iki yana açtım.
Son anda orada olmadığını, yaşıtı başka biri olduğunu anlamamla, kollarım kar meleği yapar gibi iki yanda bir iki sallandı ve durdu.
herkesin birbirine benzediği bir yerde yaşamanın zor yanları da var.
gözlerini pörtletmen ve bir yandan cevap verirken bir yandan da
" kimdi, kimdi, hatırlamaya çalış, hatırla " diye kafayı zorlaman gerekiyor.
bir kere böyle bir şey oldu.
kulağına eğildim ve dedim ki:
Bak şimdi " Bu kimdi ya ?" diye bana soracak.
dediğim gibi oldu.
Sohbeti bitince bana döndü ve " kimdi ki bu ?" diye sordu.
tabi o arada cevabı hazırlamıştım.
parşömen yapraklar üzerindeki yazıların mürekkepleri, kazınıyor ya da suyla siliniyor ve parşömenlerin üzerine yeniden yazı yazılıyormuş.
bu parşömenlerle oluşturulan kitaplara palimpsest adı veriliyormuş.
Bazı teknikler uygulanarak, metinlerin altında yer alan silinmiş metinlerin tekrar gün ışığına çıkarılabilmesi mümkün olabiliyormuş.
neyin silinip üzerine neyin işlendiğini böylece anlayabiliyorlarmış.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |