Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Böyle bir insan tipi vardır.
Lezzet avcısı gibi dolanır.
Bütün peynir çeşitlerini ve ekmek çeşitlerini denemek ister.
Galiba belli bir yaştan sonra ortaya çıkan özellik.
Dünyadan tat alma yolunu yemeye içmeye odaklamak...
İnsan gençken bir kupa kahveyle kendini dışarı atıyor.
Öncelikler farklı tabi o yüzden.
Bize hiç uygulanmamış sınıf geçme sistemidir. Bizde "doğrudan çaktırma sistemi" uygulanıyordu.
Öyle ki öğrenci karnelerimiz hippi pasaportuna ya da vesikaya benziyordu.
Misafir öğrenci diye bir grup vardı evlere şenlik. Amfinin en arkasında ayakta ders dinlerlerdi.
Hocalar kendilerini pop star gibi hissederdi. Bir tek alkış eksik.
bir öğrenci söz alınca uyuz olurdum. Hiçbir şey anlaşılmazdı.
Yere köşeleri olmayan bir şey düşürdüğün zaman bütün amfi kürsüye kadar yuvarlanışını dinlemek zorundaydı.
Sistem yıllardır kurtulamadığım kabuslarımın da ana kaynağıdır.
Her kabusumda, Amerikan liselerinde geçen korku filmlerindeki gibi, karanlık koridorda aldığım notu öğrenmek için ilerliyorum. Panoya bakıyorum ve çığlık...:) :)
Okullar kapalı olduğu için öğrenci grubunun ders aralarında coşturduğu whatsapp ortamlarıdır.
Çekiştirilen öğretmen ve öğrencilerin haddi hesabı yok. :)
Bizzat şahidim inanılmaz kaynıyor ortamlar ama ses çıkmıyor.
Derse bağlanamamış sesi kopukmuş gibi yapan öğrenciler mi dersin ( Kardeşi odaya girince gerçek ortaya çıkmışmış ), ekrana bakıp hocayı dinliyor gibi kafa sallayıp yandan dizi izleyenler mi dersin, dersi açıp yatakta uyuyan öğrenciler mi dersin... Bunların hepsi goygoy malzemesi.
Bizim oğlanın da parlak bir fikri varmış. Elinde kalemle ders dinliyor pozu verip fotoğrafını çekmemi istedi. Görüntüsüne bunu koyup hocayı uyutacakmış. Dedim ki " Sene sonunda zırlayarak yanıma gelme sakın ! "
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |