Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dünyanın en ürkütücü coğrafyası olarak görünen bölge.
Amazon nehri ve kolları tarafından bölünmüş olan devasa büyüklükteki ormanlı arazinin içini didik didik kurcalayınca sürpriz bir şekilde bir nehrin kenarında parıldayan küçük bir kano, hiçliğin ortası gibi bir yerde bir nehir kenarında kurulmuş küçük bir köye rastlamak insanı çok şaşırtıyor hem de ürkütüyor.
mutluluğu kalıcı hale getiremezdim ama hayattan patolojik örnek alır gibi, buzuldan örnek çıkarır gibi, frekansın tepe noktalarını ölçer gibi, zamanın durduğu anı film karesinde dondurur gibi, tırmanıp zirveye oturup dinlenir gibi anlık bir duygu durumu olduğunu, zirvesi olduğu gibi dibi de olduğunu herhalde berbat bir şekilde de olsa iyi kötü biraz tanımlayabilirdim.
tüm hayatımızdaki ruhsal değişiklikleri bir kalp grafisi gibi iki boyutlu olarak kağıda dökebilseydik;
her bir duyguya farklı bir renk verseydik,
mesela mutluluk iniş çıkışlarını kırmızı çizgi ile gösterseydik.
en zirve noktalarını kolaylıkla işaretleyebilirdik.
o noktalar zihnimizdeki kaçış noktaları.
bu noktaları yapay olarak sağlamaya çalışanlar madde bağımlıları.
belki kalbimiz levhi mahfuza bu şekilde yansıyordur.
kalpler buna benzer şekilde yoklanıyordur.
kalpler bir şekilde yoklanıyor, defalarca yoklanıyordur.
insanların ortaokul sıralarında sordukları soruları dönüp dönüp tekrar soruyorum.
o da yetmiyor "toplamda insanlık olarak kaç kişiyiz acaba ?" diye başka akıl dışı soruları da soruyorum.
sonra milyarlarca tonla hikaye gözümün önünden geçiyor, acayip acayip soruları sormaya devam ediyorum.
iyi kötü bir cevap bulup devam ediyorum ama sonra onları da unutuyorum.
içim daralıyor.
kadın boşuna dememiş:
bu insanlar dünyaya mutsuz ve isteksiz gelirler, aynen o şekilde devam ederler.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |