Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Mars'ın çevresi ekvatorunu baz alırsak yaklaşık 21.286 kilometre.
yani çapını baz alıp çember olarak hesaplarsak, ya da çapını ya da yarıçapını dünya ile oranlarsak çevresi neredeyse dünyanın yarısı kadar.
bu arada mars'ta kaydedilen ilk sesler de filtrelenerek ve temiz haliyle nasanın sitesinde resmi olarak yayınlanmış.
sesin en net halini yayınlayanlardan biri de youtuber barış özcan.
güneş mars'ta beklentimizin ya da tahminlerimizin aksine mavi renkte daha doğrusu mavi ve tonlarıyla batıyor.
güneş batarken yeryüzüne daha eğik açıyla düşüyor dolayısıyla ışınlar daha fazla yol katetmek zorundalar. ışık daha fazla kırıldığı için hava kızıl bir renge bürünüyor.
mars'ta ise aynı durum mars semalarını mavi renge bürüyor.
büyük bir yıldızın enerjisi bittiği zaman şiddetli bir şekilde patlamasına verilen isim.
güneş sistemimizin nasıl ortaya çıktığı konusundaki teorilerde bir süpernovanın, başlangıcı oluşturmuş olabileceği belirtiliyor.
bilim insanlarını bu neticeye yapılan kimyasal analizler ulaştırmış.
büyük bir yıldızın parlaklığı güneşimizin parlaklığının yüz milyon katına kadar bile ulaşabiliyormuş.
süpernova patlamaları ile madde evren içinde oradan oraya taşınıyor ve evrenin farklı bölgelerinde yeniden bir araya gelerek yeni sistemler oluşmasını sağlıyor. bu bilgi de insanda ister istemez sonsuz bir döngü içindeyiz duygusunu oluşturuyor.
bulutsular süpernova patlamaları sonucunda oluşuyorlar.
MS 1054 yılında gökyüzünü inceleyen çinli gökbilimciler tarafından bir tanesi kayıtlara geçirilmiş. geceyi gündüz gibi aydınlattığı, gündüz ise çıplak gözle görülebilecek kadar belirgin olduğunu ( yengeç bulutsusu ) kaydetmişler.
evrenin sürekli genişlemesi olgusunu ise bilim insanları "içi havayla doldurulan bir balonun yüzeyinin gitgide genleşmesi ve üzerindeki belirlenmiş noktaların bu nedenle zamanla birbirinden uzaklaşması" benzetmesiyle tanımlamaya çalışıyorlar.
yani bu genişleme tam olarak doğrusal bir genişleme değil ve biraz daha karmaşık bir yapıda.
yıldızlar yakıtlarını, dolayısıyla enerjilerini tükettikleri zaman kendi içlerine doğru hızla çökmeye başlıyorlar çünkü kendi çekim güçlerine karşı koyamıyorlar.
herhalde süpernova patlamaları yakınımızda çok sık gerçekleşmiyor ki halen hayattayız.
yoksa bu muazzam patlamalardan değil gezegenimizin sistemin sağlam çıkması dahi olanaksız görünüyor.
bu arada dünyamıza en yakın süpernova, hipernova ya da kuasar olarak 150 ışık yılı uzaklıkta bir beyaz cüce belirlenmiş şimdilik.
büyükannemin ki osmanlıyı yaşamış bir insandı "etmek" olarak telaffuz ettiği temel gıdamız.
biraz araştırdım da eski türkçede zaten etmek, etmekçi olarak da kullanılıyormuş.
şiirini de ekleyelim:
çiftçi sürer tarlayı, sonra eker buğdayı
boy verir azar azar, saplar gittikçe uzar
başaklar olgunlaşır, içleri dolgunlaşır
yazın artınca sıcak, sararır her bir başak
biçerler ekinleri, şenlenir harman yeri
olup bitince harman, ayrılır buğday saptan
güzel kokulu ekmek, olmaz seni sevmemek
sensin yemeklere baş, her yemeğe arkadaş ( Hasan Ali Yücel )
yeryüzündeki en görkemli coğrafi oluşumlardan biri.
çok riskli tırmanış bölümleri de var ki selfie çekilmek isterken düşüp ölen pek çok insandan bahsediliyor.
parkur çok zorlu ve tutunmak için sadece demir direkler ve zincirlerle desteklenmiş bir uçurum ve zirveden oluşuyor. ( angels landing )
nedense insanlar oraya tırmanmayı denemekte ısrar ediyorlar.
şöyle bir bakar ve "hiçbir kuvvet beni oralarda dolaştıramaz" derdim.
kesinlikle yapamazdım bu kadar net söylüyorum.
ayağına sıcak su mu dökelim, soğuk su mu ? : nasıl oldu da yolun buraya düştü sitemi.
ayda yılda bir namaz onu da şeytan komaz: nadiren iyilik yapmaya kalksa ondan da bir bahaneyle cayar.
başında kavak yeli esmek: sorumluluktan, yükümlülükten uzak olmak.
beğenmeyen küçük kızını vermesin: beğenilmemek umurumda değil konulu deyim.
bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister: elinde olanlarla tatmin olmaz.
bir dalda dokuz ceviz görmeyince taş atmamak: kazançlı görmediği işe girişmemek.
biri eşikte biri beşikte: peş peşe doğmuş küçük çocukları var.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |