Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
uzun yıllar önce bir hafta sonu.
bakkala gidip ekmek ve gazete alma görevi bendenize verilmiş.
Ben de gazete ekini kendime saklarım diye göreve atlamışım.
bir bahar sabahı hava mis gibi, çiçekler, kuşlar, kediler her şey yerli yerinde.
güneş doğmuş ortalık sakin.
yerler kupkuru...
o an yanımdan bir taksi geçiyor ve nasıl denk getiriyorsa yoldaki küçücük ama biraz derin çukurun içindeki çamurlu suyu üstümden aşağı sıvıyor.
dikiz aynasından göz göze geliyoruz, adam o kadar mahcup oluyor ki kendi halimi unutup onun haline
üzülüyorum.
neyse,
düşük bir ihtimal ama rastlar da okursa bilsin hakkımı helal ettim, isteyerek yapmadı çünkü. :) :)
nedense en sevdiğim mağazalardı.
dükkan sahipleri ve satış elemanları çok kibar olurdu.
dünyanın en yetenekli ve beyefendi-hanımefendi esnafıyla tanışmış olmak da büyük şans bence.
anlatsak genç nesil hayatta inanmaz ticaretin, alışverişin bu kadar kaliteli, zarif, kibar
gerçekleştiği ortamlara.
her şey hızlandı ve tepetaklak oldu.
öncelikle neden bazı gök cisimlerini diğerlerinden ayrıştırarak bir sisteme ait olarak isimlendirmişiz onu belirlemek lazım.
( 9 gezegenden biri olan plüton'u gezegen olmaktan çıkarıp cüce gezegen sınıfına yakın zamanda yerleştirdik. )
kilit kelimeler gaz ve toz
galiba içinde bildiğimiz manada elementlerin bulunduğu toz bulutu gibi bir şey.
sistemin yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluşmaya başladığı tahmin ediliyor.
Newton kütle çekim yasaları burada devreye giriyor.
bilim insanları bu konuyu net olarak öngöremese de simülasyonlar yoluyla çeşitli modeller hazırlıyorlar.
üç model düşünülmüş: çekirdek toplanması, disk kararsızlığı, çakıl yığılması isimlerini vermişler.
kısacası bir şekilde büyük kütleler küçük kütleleri daha baskın davranarak yanına çekip toplamış, çekimi güçlü olan zayıf olandan parça koparmış, kümeleşmeler oluşmuş.
en baştan başlamak gerekirse: tahminlere göre daha büyük bir sistemde gerçekleşen süpernova adı verilen patlamalarla sistemimizin bir bağlantısı var.
güneş sistemi, merkezine güneşin yerleştiği disk şeklinde bir yapı.
düz bir disk şeklini alan yapı gezegen, güneş, uydu, asteroit ve diğer küçük gök cisimlerinden oluşuyor.
çok eski göktaşları incelenmiş ve analizleri sonucunda patlayan çok büyük yıldızların merkezinde oluşabilecek elementlere rastlanması ile aslında "bir yıldız kümesinde gerçekleşen patlama ya da patlamalarla" güneş ve sisteminin ortaya çıkmış olabileceği ileri sürülmüş.
sisteme dönüşmeden önce bulutsu olarak var olduğu düşünülüyor.
zamanla içe doğru çökerek daha hızlı dönmeye başlıyor.
içindeki maddeler yoğunlaştıkça içindeki atomlar artan frekanslarla çarpışmaya başlıyor.
merkezin sıcaklığı etrafa göre daha da artıyor.
böylelikle yıldızlardan biri olan güneş oluşuyor.
zamanla etrafındaki toz bulutu da şekillenmeye başlıyor ve topaklanmalarla gezegenler ve diğer parçalar oluşmaya başlıyor.
güneş sistemindeki jüpiter ve satürn adını verdiğimiz oluşumlar birer gaz devleri haline geliyor.
uranüs ve neptün ise daha az madde yakalayabildikleri için buz devi olarak adlandırıldılar.
uzaydaki benzer ama daha genç sistemler incelenerek sistemimiz hakkında tahminlerde bulunuluyor.
güneşimiz enerji üretmeye başlar başlamaz güneş rüzgarları yoluyla etrafındaki diskte bulunan gaz ve tozu uzaya gönderiyor.
güneş kendisinde bulunan hidrojen yakıtını yakmak için her seferinde daha da parlak bir şekilde giderek ısınmaya devam ediyormuş.
güneşin sonu ise şu şekilde: önce dev bir kırmızı küreye dönüşecek, sonra soğumaya başlayacak ve parlaklığını yitirecek, sonrasında ise büyüklüğü dünya kadar olan bir beyaz cüceye dönüşecek.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |