Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
mağara ve duvar resimlerinde ortada bir av ve etrafında dans eden insan figürlerine rastladık diyor arkeologlar.
resmi yapan ressam abi ya da ablamıza sorsak herhalde şöyle söylerdi:
o insanlar dans etmiyorlar.
hayvanı belli bir yöne doğru sürmek için el kol hareketleri yapıp bağırıyorlar.
burada vurgulamak istediğim nokta dans değil ellerin kolların hareketleri.
av sahnesi canlandırmaya çalışıyorum.
tarihe farklı bir algıyla geçmek istemem.
iyi de biraz daha detaylı betimlesen olmaz mıydı ?
burada resim akademisi vardı da biz mi gitmedik ?
çıkmayan boyayı buldum, düz zemini buldum, derdimi anlattım bence buna şükredin.
çok daha yetenekli arkadaşlar vardı her detayı güzelce verirdi ama onların boyaları yaramıyordu o yüzden size görmek nasip olmadı.
Suriye'de bir kazı bölgesinde ( Yabroud ) şekillendirilmiş bir obsidyen taş bulunmuş.
ortalama 40.000 yıllık olduğu belirlenmiş.
bir taşın kaç yıllık olduğu nasıl hesaplanıyor bilmiyorum açıkçası.
yeryüzüne çıktığı zaman mı, şekillendirildiği zaman mı, oluştuğu zaman mı belirleniyor hiç fikrim yok.
eğer yanlış anlamadıysam alet olarak yaşı tahmini olarak bu. Yani dağdan çıkarılıp işlendiği tarih belirlenmiş.
işin ilginç tarafı taş Orta Anadolu'da bulunan Göllü Dağından getirilmiş.
bu sonuca yapılan kimyasal analiz ile ulaşmışlar.
aletin elden ele, belki nesilden nesile aktarılarak 700 kilometrelik bir yolu aştığını ve Suriye'ye ulaştığını belirlemişler.
son not: değişik bulgular sonucunda avcılığın büyük önem taşıdığı bu dönemde obsidyen aletlerin uzak mesafelere kadar taşındığı ve kullanıldığı sonucu kesinleşmiş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |