Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dronla çekilmiş görüntüler yayınlanıyor.
sanki ağırlıklı olarak alt kısımları dükkan olarak kullanılan, ana yollar üzerinde bulunan apartmanlar çökmüş gibi duruyor.
tabi yanılıyor da olabilirim.
uzmanlar sadece kolon ve kirişlerin değil perde duvarların da taşıyıcı özelliklerinden bahsediyor.
bu duvarların ortadan kaldırılması ve pencere yapılması da binanın dengesini ciddi anlamda bozuyormuş.
hatta balkonların kapatılması bile binaya ekstra dengesiz bir yük bindiriyormuş.
alt kısmı dar üst kısmı daha geniş, çıkmalı binalar yıkılmamışsa bile yan yatmış ya da eğilmiş.
bazı binaların değil kolon ve kirişleri tablaları bile seçilemiyor.
o derece kül olup ufalanmış.
Bu bilgileri dikkate almamız ve aklımızda tutmamız gerekiyor.
fakat her türlü yeni gelişme ile ve fay keşifleriyle birlikte bölgelerin risk dereceleri de değişiklik gösterebiliyor.
hiç umulmayan bir noktada ölü gibi duran bir fay canlanıp keşfedilebiliyor.
bundan uzun yıllar önce coğrafya ve keşif dergisi Atlas, harita olarak, detaylı bir çalışma ile haritaları vermişti.
Hem marmara bölgesi bazında hem istanbul olarak hem de Türkiye ile ilgili özel bir dosya ve ek hazırlamışlardı.
hatta zemindeki tüm formasyonları tek tek açıklamışlardı.
İstanbul'un hangi ilçesi, hangi semti hangi formasyona sahip, yapılaşması nasıl tek tek açıklanmıştı o dönemde.
Ahmet Ercan Hoca bu konuda çok çalışmıştı, Naci Görür hoca her akşam gecelere kadar tv lere çıkıp açıklamalar yapmıştı.
Biz bu dersleri çok sıkı çalışmıştık.
belli bir yaşın üzerinde olan ve marmara depremini yaşayan insanlar olarak hayatımızı hep deprem gerçeğiyle şekillendirmeye çalıştık.
bu gerçeği aklımdan hiç çıkarmadım ve konuyla ilgili her türlü veriyi takip ettim ve insanlarla paylaşmaya çalıştım.
biz tıpkı japonya gibi bir ülkeyiz.
biz bir deprem ülkesiyiz.
sürekli hatırlatılan bu gerçek moral bozmak için değil insanlarda bir farkındalık oluşturmak için.
uzmanlar ege ve marmara için özel çalışmalar yapıldığını fakat yurdun diğer bölgelerindeki faylar için detaylı çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyorlar.
özellikle deniz içinden geçen faylardan bahsediliyor.
elimizde yorum yapabileceğimiz kadar yeterli bilgi yok diyorlar.
habercilerin ısrarla sordukları soru şu:
bu hareketlenme başka depremleri tetikler mi ?
emsc: avrupa-akdeniz sismoloji merkezi.
kahramanmaraş'da bulunan kavşak tüm dünyaca bilinen üç levhanın kesişim bölgesi.
7.4 büyüklüğündeki bir depremle 7.8 büyüklüğündeki bir deprem arasında 2.5 kata yakın bir büyüklük farkı olduğundan bahsediyorlar.
bizim küsurat olarak algıladığımız rakamlar aslında devasa büyüklükler olarak karşımıza çıkıyor.
Endonezya'da gerçekleşen ve tsunamiye neden olan büyük depremin sumatra depremini nasıl tetiklediğinden bahsediliyor ve bu fayların harekete geçmesi olayının doğrudan komşu fayları tetikleme şeklinde yorumlanmaması gerektiğinden bahsedilmiş.
yeraltı sularındaki yer değişikliklerinin farklı fayları harekete geçirebildiği fakat bunun bitişik faylar olarak değerlendirilmemesi gerektiği açıklanıyor.
yeraltı mekanizmaları çok daha farklı çalışabiliyormuş ve kağıt üzerindeki gibi keskin ve net değil daha sönümlenmeli ve farklı hareket edebiliyormuş.
yaşadığımız son iki depremin yorumlanabilmesi ve değerlendirilebilmesi için üzerinden belli bir süre geçmesi gerektiğinden, ölçümlerin ve tüm verilerin topluca değerlendirilmesi gerektiğinden, üzerinde çalışılması gerektiğinden, farklı parametrelerin değerlendirilmesi gerektiğinden bahsediliyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |