Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bayrak simgesi çok daha uzun zaman önce kaya resimleri olarak kayalıklara işlenmiş.
mağara resimlerini anlatıyor.
Dünya'nın dört bir yanındaki mağaralarda bulunmuş kaya resimleri.
hepsi birbirine benziyor.
Anadolu körtik tepe'de de benzer resimler bulunmuş.
Cezayir, Korsika, Hindistan çeşitli ülkelerden örnekler veriyor.
Farah yurdözü bu simgeleri bir tür karşılaşma olarak yorumlamış.
Farah Yurdözü sembolleri okumaya ve bizimle paylaşmaya devam ediyor.
Mardin'deki yüz dövmelerine vurgu yapıyor.
bu dövmeler, Gökyüzündeki ayın belli bir evresinde yapılmak zorundaymış.
Dövmeler yapılırken içine anne sütü katılıyormuş.
İki kaş arasına, çeneye ve ellere yapılan bu dövme sembollerini detaylı incelemiş Farah yurdözü ve bir ipucu yakalamış.
Konunun ezidi inanç ve gelenekleriyle doğrudan bağlantısı var.
Kuzey afrika'nın yerli halklarnıdan kabul edilen, arap kökenli olmayan ve ana dilleri ve alfabeleri arapça olmayan berberilerin kullandığı bazı harflerin Anadolu'da, Mardin'de ( Ezidi geleneği ) dövme olarak uygulandığını bulmuş. ( yaz şeklinde ifade edilen Z harfi ) Bu semboller Harran'daki mekanların duvarlarına da işlenmişmiş.
iki kaş arasına yapılan dövmenin 3. gözü yani zamanla yitirildiği düşünülen kalp gözünü simgelediği; etrafa ışık saçan bir göz olarak betimlendiği, bununla bu vasıfları taşıyan bir insan topluluğu ya da geçmişten gelen bir bilgiyi temsili olarak canlandırmak istediklerini belirtmiş.
arapça kökenli bir isimmiş.
araplarda çocuklarına ürkütücü ya da heybetli isimler vermek gelenekmiş.
osman isminin iki anlamı varmış.
Birincisi yılan/ejderha yavrusu
ikincisi gösterişli bir kuş türünü de bu şekilde adlandırıyorlarmış.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |