Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Fiziki olarak sınırlanmış bir alanda yaşayan, her türlü dini, ekonomik, sosyal sınıftan insanın bir araya geldiği , ortak ve ciddi problemleri olan insanlar için yapılmış olan on numara bir benzetme.
Gece yarısı ayini dizisi zombi, gerilim soslarıyla pek tatmin edici olmayan ama sağlam metaforları olan bir dizi aslında.
Deniz kirliliği meselesi, geçim sıkıntısı, canlı katliamları , çok seslilik, çok inançlılık, inanç ve yaşam dayatmaları, madde bağımlılığı ve yol açtığı korkunç sonuçlar, hak arayışlarıyla tüm dünyanın küçük bir örnek modeli, bir ada üzerinde oluşturulmuş.
O kadar kavram arasında sık tekrarlanması ve iyi bir benzetme olması nedeniyle güveç tenceresi aklımda yer etmiş.
Bizde olsaydı aşure tenceresi denirdi herhalde.
Gerçekte böyle bir ada yokmuş.
Zaten hiç duymamıştım ve bu yüzden okyanus ortasında bir yerlerde herhalde diyordum.
Ana karaya kolaylıkla gidip geldiklerini görünce haritaya bakmak istedim.
"geceyarısı ayini" yapımında olaylar bir adada geçiyor.
Tamamen hayal ürünü bir ada.
Dizi Vancouver'daki British Columbia ve Richmond'daki Garry Point Park'ta çekilmiş.
Sıkılmadan izlenebiliyor ama çok da başarılı değil bence.
Gerilim amaçlı çekilmiş ama değişik bir yapım olmuş.
Israrla üzerinde durdukları konulardan da geri adım atmamışlar.
bunun için bir yerlerden destekleniyor olmalılar.
Başka bir açıklaması olamaz.
Not: Vaizin tüm konuşmalarını özellikle pür dikkat dinledim. Dinledim, bir daha dinlemeyi düşünüyorum. Kesinlikle anlam bütünlüğü olmayan, bir yerden başlayıp bir yere bağlanmayan, kendi öğretilerinin dahi içinden geçmeyen ( Belki de geçiyordur ) bu konuşmalar film için mi hazırlanmış yoksa gerçek hayatta da böyle mi daha çok merak ettim. Vaizden çok vicdan azabıyla kavrulup adaya geri dönen zeki ve başarılı genç adamın sorgulamaları daha ilgi çekici ve tutarlı. Tutarlı ve cevap aramaya değer sorular.
Sen git hacı olmak için Ortadoğu çöllerinde bir vampire yem ol. Ondan sonra hiç üşenme gel millete akıl ver. :)
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |