Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bir üstteki yasakla ilgili bazı tahminlerim var.
bizim gezginler sayesinde ülkeleri de sokaklarını da tanımaya başladık.
uzak doğuda garip dükkanlar var.
bizdeki gibi değil orası.
aktara benzeyen bu dükkanlarda bazı uyarıcı ve narkotik benzeri maddeler serbestçe satılıyor.
bunların bir kısmı da ciklet şeklinde çiğnenen maddeler.
kırmızı bir ciklet gibi çiğneyip çiğneyip bu kafa yapıcı maddeleri sokağa tükürüyorlar.
bu durum aşırı yaygın.
o kadar yaygın ki yerler leş gibi ve ayağınıza bu şeylerin yapışmaması için dikkat etmeniz gerekiyor.
dünyanın her yerinden oraya turist olarak değişik insanlar gidiyor.
nargile gibi bu otları içiyor bu maddeleri alıp serbestçe tüketiyorlar.
dünya hakikaten garip bir yer.
Emin çapa'nın da altını çizdiği gibi :) termodinamiğin ikinci yasası.
bozulma ve kaos kaçınılmaz.
sahip çıkalım,
ayakta tutalım,
tito'nun dediği gibi:
kristal küreyi nefesimizle tutar gibi, ülkemize sahip çıkalım.
buraya nasıl geldim ?
geldim işte.
ülkemize sahip çıkalım.
iş yükünün azalması ve doğru yönlendirme açısından güzel fikir.
değerlendirilebilir.
her kafası karışanın, aklına bir şey düşenin hastane kapılarına düşmesi engellenmiş olur.
Zaten bu gidişle büyük kahraman filmindeki gibi sağlık robotları devreye girecek.
ama bizdekiler şişme ve sevecen değil terminatör gibi tasarlanacak.
öyle görünüyor.
yem işi tamam dedim.
bir de yukarı yolladığım kuş kafesini getirip, kapağını açıp balkona koyarsam işlem tamamlanmış olacak.
kapısı kilidi olmayan kuş kafesi.
bence iyi fikir.
ya bir muhabbet kuşu kafesinden kaçarsa ?
Ya ortada öyle kalakalırsa ?
Sonra bizim balkona gelir, yemini yer, suyunu içer sonra canı sıkılırsa yine gider gelir falan bence güzel fikir.
suratıma uzun uzun bakıyor...
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |