Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Hiçbir şey hatırlamadığım yıl. Ondan sonraki yıllar gibi.
Bu duyguyu tanımlamak gerekirse:
Kafanın içindeki hatırlanan dünyanın önemli bir kısmının sisler içinde kalması ya da tek tek sigorta düğmeleri indirilmiş gibi bazı bölümlerin yavaş yavaş kararması olarak tanımlayabilirim.
Kafamız dumanlı geziyoruz galiba.
suyun kaldırma kuvvetini keşfettiğini öne süren Arşimet'in hamamda bağırarak söylediği kelime.
Eureka Yunanca buldum anlamına geliyor.
Suyun nesneleri kaldırıp taşıyabildiğini fark ettiği an söylemiş.
Ben de buldum diye bağırdım.
5 litrelik plastik su şişesinin altını ve üstünü düzgün bir şekilde kestim.
bizim kedinin 3 kere taarruzuna uğrayıp bütün yapraklarını kaybeden ve ölümden dönen japon şemsiyesini
bu plastik koruyucu ile muhafaza altına aldım.
mendebur kedim (!) hayvanların keskin bir zekaya sahip olduğunun ayaklı kanıtı.
Nereye taşıdıysam nereye sakladıysam kafasına yazıp buldu zavallı çiçeği.
Nasıl bir damak zevkidir ki sadece buna saldırıyor.
Kendisine özel otlar mı yetiştirmedim, çim tohumları mı almadım.
Bir de pis huyu var hangi çiçeği sevsem arkamdan gelip pençeleriyle yapraklarını şamarlıyor.
Yapraklarının üzeri çiziklerle yırtılıyor ya da yaprakların yarısı uçmuş oluyor.
Böyle de kıskanç bir yaratık.
Neyse bakalım barikatı aşabilecek mi ?
Zor aşarsın gulüm , git kendine başka sporlar bul.
Daha eskisini bilmiyorum. bilmeyi çok isterdim.
Bilinen en eski mizahçıların, Roma Tarihinde gülerek ve düşünerek okuduğumuz insanların hikayelerini
bize bırakan duruş, bakış açısı.
muhakkak çok daha eski dönemlerde mizah yeteneği olan ve hatta bu yüzden başını büyük belalara sokmuş insanlar yaşamıştır ama kayıtlara geçmeyen bu hikayeler kaybolup gitmiştir.
Mizah binlerce yıllık zaman dilimini kolayca aşıp bize kadar rahatlıkla gelir.
Binlerce yıl önce dünyayı terk eden bir insanı yanı başınızda hissettirebilir.
dünyanın derdinin davasının hiç değişmediğini ve değişmeyeceğini çok güzel kavrattırır.
korkutan şeye gülebilmek, elde olan en güçlü savunma araçlarından biri.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |