Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
twitter'da paylaşılmış.
nepal'de bir gergedan sokakta başıboş geziyor.
Neyse yeni bir şey öğrenmiş oldum.
Gergedanların sadece afrika'da yaşadığını zannediyordum.
Hint gergedanı isimli devasa bir gergedan türü de varmış.
himalayaların eteklerinde yaşıyormuş.
Allah Allah
Cava gergedanı bile varmış.
sumatra gergedanı da varmış.
Atgillerden olduğu yazıyor. Acaba unicorn hikayeleri bu hayvanlardan mı doğmuş ?
sanki öyle bir şey okumuştum.
keşiflerden dönen kaşifler seyahatleri sırasında gördükleri hayvanları vs. anlatıyorlar, resmediyorlar herkes ağzı açık dinliyor.
kaybolan mesleklerden biri.
yay ve tokmak kullanılarak yünler nasıl didiklenirmiş diye merak ettim ve baktım.
bu işi yapmak için özel bir alet geliştirmişler.
silah olan yaya benzeyen, kiriş adı verilen teli olan bir alet tokmakla dövülerek pamukların ya da yünlerin didiklenmesi sağlanıyormuş fakat sonradan motorlu aletler kullanılmaya başlanmış.
kiriş eski zamanlarda koyunların bağırsağından yapılan bir telmiş.
yayın kenarındaki dümen benzeri çıkıntıyla da pamuklar ya da yünler yaylandırılarak havalandırılıyormuş.
son tahlilde pamuk ve yün tarihe karışmak üzere: elyaf adı verilen fakat sentetik olan ürün kullanılıyor.
normalde elyaf: lifin çoğulu olarak lifli ürün anlamında doğal malzemeler için kullanılan bir isimmiş.
beden dili analizcilerine göre
hoşnut olmayan bir durum içinde olan insan yutkunma hareketi yapıyormuş.
doğru fakat kendisi açısından hoşlanılmayan bir bilgi kişiye aktarıldığında,
yalan söylemeye ön hazırlık yapıldığında ya da doğru cevap vermeye hazırlıksız yakalanıldığında yutkunma hareketi yapılıyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |