Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
ben bu filmi gözüm kapalı izlerim dedi.
He dedim he izlersin.
Radyo tiyatrosu gibi dinlersin ancak.
En son tarkovski'ye taktı.
dedim bak ahir ömrümde üç kuruşluk oturuyorum küflü filmlerle harcama beni.
beyin yakan bir bilim kurgu aç kafamı dağıtayım.
sanat filmi kapılarına sonra bakarsın uzun uzun.
günlerdir hiçbir ilerleme kaydedemediğim,
sürekli patinaj yaptığımı hissettiğim,
dönüp dönüp başa sardığım bir şeyle uğraşıyorum.
Bir arpa boyu kadar bile yol alamadığım gibi yerimde saysam iyi, psikolojik olarak yetersizlik duygumu da güzelce besliyorum.
Bir edison da olmadığım için bu başarısızlıklarımın toplamından insanlığa faydalı bir sonuç da doğmayacak.
Başarılı olsam ne olacak ?
Hiç ! Hiçbir şey olmayacak.
elimde kala kala bir tek gerekçe kalıyor:
seviyorummmm ,
size ne !
Tanım yapmadık:
başarısız olmanın tanımı yok bence:
genel beklentiden farklı bir sonuca ulaşılması diyelim.
bekliyorum bakalım.
en son bir mantis gelmişti uzaylı gibi, bir de boru gibi ağzı olan kuşa benzeyen bir böcek ( adı atmaca güvesiymiş ), bir tanesi balkonu aşmış vitrinin içine yuva yapmış kırlangıç gibi böyle çamur gibi bir şeyden, ben arıları bekliyorum bakalım, bala gelmezler de çiçekler açsın belki onlara gelirler. kafkas gülüm vardı balkonda bu sene niyeyse açmadı, normalde kışın açardı. Dur bakalım...
bir gün içi hazır limonata dolu bardağı dışarıda unutmuşuz.
bir süre sonra gittik baktık içi silme kovan arısı ölüleriyle dolu.
çok üzülmüştük.
hazır meyve suyu vs. sokmuyorum eve, arıya acımayan bize de acımaz.
kendisiyle ilk defa yakından tanışma şansı buldum.
şu yaprakları koparsana dedi.
niye ? dedim ne istiyorsun ağacın dallarından ?
onlar ağacın dalları değil, dedi.
yakından baktım, hakikaten yaprakları çok iyi taklit etmiş, elma ağacına yapışmış acayip bir bitki.
kopardım attım ama ağaca öyle bir yerleşmiş ki, gövdeyle bütünleşmiş kökü vs. yok.
bir yandan hayret ettim, bir yandan sinirlendim, bir yandan üzüldüm, çok acayip oldum.
yapacak bir şey yok, yaradılışı böyle demek ki.
korktum ben bu bitkiden.
kanser ilacı üretiminde de yararlanılıyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |