Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bir de şu var:
kadınlar ceplerinde arpa ve buğday taşıyor gebelik testlerini bu hububatla yapıyorlarmış.
mısırlılar gözlemci ve meraklı insanlar olduklarından şeyi keşfetmişler:
hamile kadınların idrarlarının çimlenme ve filizlenmeyi hızlandırdığını...
bu yöntemi kullanarak hamile olup olmadıklarını kestirmeye çalışıyorlarmış.
bu mevzu yakın geçmişte önce inandırıcı bulunmamış fakat sonra günümüz koşullarında yeniden incelenmiş.
gerçekten de hamile idrarında bulunan Betahcg nin ( galiba bir tür protein senteziymiş )
gonadotropin koryonik hormon plasenta tarafından üretilen destekleyici bir hormonmuş.
herhalde ellerinin altındaki çiftlik hayvanlarının durumları bunu keşfetmelerinde rol almıştır.
neyse bu konuda mısırlılar çok isabetli sonuçlara ulaşıyorlarmış.
yalnız arpa ve buğdayı cinsiyet belirleme amaçlı kullanmaya çalışınca baltayı taşa vurmuşlar.
çünkü arpa ile buğdayın bu konuda bir işlevi yokmuş.
tabi o zamanlar çin takvimi de çok uzaklarda olduğundan...
hiyeroglif resim yazıları sayesinde çok garip bulgulara ulaşmışlar.
hükümdarları yemek yemeye düşkünmüş ve ellerinin altında her türlü taze sebze, meyve, et bulunduğundan bol bol yiyip içiyorlarmış.
buna da bir çare bulmuşlar.
hint yağından müshil hapları üretmişler.
hint yağı nedir bilmiyorum hemen bakayım.
diğer adı kastor yağıymış ve hint bitkisi adı verilen bir bitkinin ( bir tür sütleğen ) damıtılıp yağ haline getirilmesiyle elde ediliyormuş, akdeniz iklimi görülen geniş bir coğrafyada kendiliğinden yetişiyormuş aç parantez kapa.
tıpta gerçekten diğer medeniyetlere göre ileriymişler.
çaya çorbaya limon tarzında her sıkıntılarında bu müshillerden birer ikişer atıyorlarmış.
o değil de hükümdarların bir lavmancıbaşı varmış saraylarında.
hükümdarın değerli lavabo işleriyle uğraşan kişi bu kişiymiş.
bu büyük gurur duyulacak saygın bir makammış.
çünkü firavuna dokunabilme, ona yakın olabilme imkanı başka diğer olanaklara da kapı açabiliyormuş.
her neyse asıl konuya dönelim:
müshil yoluyla fazladan yediklerini çıkararak vücutlarını bu gereksiz artıklardan arındırıp şifalandıklarına
inanıyorlarmış.
mesela konum at geliyoruz deseler.
köşesinde miyiz, ortasında mıyız, dibinde miyiz, derininde ya da yükseğinde miyiz, iyi bir yerinde miyiz, vasat bir yerinde miyiz, dönüp de bakmaya tenezzül mü etmiyorlar, görüş alanlarının dışında mıyız ?
neyse bunu incelemişler ama dön baba dönelim hep aynı şeyi anlatıyorlar.
bazen, dünya kafana yıkılıyorken, bir adım ötendeki bile bunun farkına varamaz, öyle de güzel yutkunursun, sendelemeden durursun.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |