Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Böyle bir hikaye var.
Hikaye değil gerçek.
Site yeni bitmiş.
Bir sürü eksikleri var.
Merkeze de o dönemde hayli uzak kalan bir site.
Bazı daireler kiraya verilmiş.
Yeni evli bir çift yüksekteki dairelerden birini kiralamış.
Yalnız apartman bomboş denecek kadar seyrek nüfuslu.
Bir akşam dışarıdan eve dönerken asansörde kalıyorlar.
Bağır çağır yumrukla nafile.
Sanırım telefon da çekmiyor ki o dönemde telefonlar da yaygın değildi.
Kimseye ulaşamıyorlar.
Asansörde sabahlıyorlar.
Ertesi gün apar topar taşınıyorlar.
Biraz deneyimli biri olarak diyebilirim ki:
Sakinlikten sıkılmıyorsunuz.
Mevzu o değil...
Eyyorlamam bu kadar.
Teşekkürler.
ileriye dönük bir tahmin.
Nostaljik günlerden geçiyoruz.
Eskiden bakkal amcaların masasının üzerinde ibresini görebildiğimiz tartılar vardı.
bakkalda da dizi dizi çuvallar bir de kuru yemişçi küreği gibi kürekler.
Mercimeği, bulguru, bilmem neyi orada tarttırıp alırdık.
Ya kenarda asılı küçük naylonlara doldurur ya da kendi getirdiğimi kaba boşaltırlardı.
Tüketim alışkanlıkları köklü değişikliklere uğrayacak gibi görünüyor.
Dağ kırlangıcının diğer adı.
Bir diğer adı da keçisağanmış.
kuşun keçilerle bir alıp veremediği yok aslında.
Gece avlanan böcekçil bir kuş.
ormanlarda, çalılıklarda yaşarlar ve yuva yapmazlarmış.
Yumurtalarını toprak üzerine bırakıp erkeği ve dişisi kuluçkaya yatarmış.
ötüşleri ıslığa benzediği için çobanları yanıltıyormuş.
Ya da gece öterek sabah oldu zannettirdiği için.
Uçup havalanmadan sürekli az ileride yere-çalıya konarak onu yakalayabilecekmişsiniz hissini verip
birdenbire ortadan kaybolma özelliği de varmış. :)
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |