Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
meydan nasıl okunur diye merak ettim.
acaba "meydan" diye bir metin ya da şiir var ve onu okuyan düşmanını meydana mı çağırıyor ?
ya da meydana çıkıp herkesin duyabileceği şekilde " en güçlü benim, en güzel benim, en zengin benim, en korkusuz benim, en şu ya da bu benim " diye bağırdığın zaman
bu bağırmaya meydan mı deniyor ?
belki meydanda okumak zamanla meydan okumak şeklini almıştır.
eskiden meydanlar önemliymiş belli ki.
her şehrin bir şehir meydanı varmış.
duyurular, fermanlar, şu bu buraya uğrarmış.
meydan dayağı,
er meydanı,
meydan okumak,
hodri meydan,
meydana çıkmak,
meydana gelmek,
meydan muharebesi
meydanda olmamak
meydanlarda gezmek
krallar vadisi paralelinde bulunan ve firavun hanedanlığı üyesi olduğu belirlenen, eşiyle mumyalanıp aynı yerde defnedilen ve yuya ismi verilen mumyanın çok farklı bir özelliği varmış.
kesinlikle mısırlı morfolojisine sahip değil.
karısının ismi ise tuya
yuya sanki farklı bir medeniyetten gelmiş ve bir şekilde mısırlıların arasına karışıp hanedanlığa katılmış.
bu da "acaba Hz. Yusuf olabilir mi ?" merakını körüklemiş.
O olduğunu iddia edenler olduğu gibi , naaşı bozulmamış olmalıydı gerekçesiyle o olmadığını ileri sürenler var.
Mumyaya bakınca insan charlton heston'u görmüş gibi oluyor açıkçası.
bulunan naaşın Hz. Yusuf'a ait olduğuna dair kuvvetli deliller sunmuşlar fakat bu tam olarak ispatlanamamış.
fransız postası
The french dispach
bir de romantik komedi yazmışlar.
Zaten bu yönetmenin öbür filmeri de aşırı darlıyor beni.
bütün ünlü oyuncular oynamış.
kimi ararsan var.
yönetmen wes anderson'muş.
Bir de asteroit şehir varmış.
ikinci işkenceye hazır olmam lazım.
Sen neredesin , ben nerede
tam olarak böyle algıladığım bir yönetmen.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |