Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Beğenilir ya da beğenilmez bilmiyorum.
bizim adli tıp dizimiz olan "kanıt" dizisinin bölümlerine gece denk gelince bakıyorum.
Konular güzel işlenmiş.
Detaylarında çok güzel ve merak uyandırıcı bilgiler paylaşılıyor.
Sanki biraz aceleye getirilmiş daha titiz bir çalışmayla yeniden çekilebilirmiş gibi.
Sevil Atasoy'un imzası varsa benim için yeterli.
Yazdığı her şeyi, paylaştığı her bilgiyi satır satır okuyorum ve çok hoşuma gidiyor.
beslenmede en önemli yeri tutan karbonhidrat türlerinden biri.
besinlerin selüloz yani posa kısmının bir besin değeri olmamasına rağmen yani insan vücudu tarafından sindirilmemesine rağmen lifli yani selülozlu gıdalar neden bu kadar önemli ?
Bağırsakların düzgün çalışmasını sağlıyorlar.
Sindirimi kolaylaştırıyorlar.
Bu sayede doğal beslenme yoluyla insanları pek çok hastalıktan koruyorlar.
Modern hayata geçmemiş topluluklardaki doğal beslenme alışkanlıkları onları pek çok hastalıktan da koruyor.
Bu insanlar sindirimlerini çok daha rahat tamamladıklarından kolon kanseri, kalp hastalıkları, apandisit, bağırsak sarkması gibi problemler yaşamıyorlar.
bir afrikalının aldığı besin hazır beslenen bir avrupalı'ya göre bağırsaklarından üç kez daha çabuk geçiyor.
Afrikalının bedeninden attığı dışkının daha yumuşak, bol ve kokusuz olduğu belirlenmiş.
Afrikalı 3 kat daha fazla posa üretmiş.
afrikalılar nadiren koroner yetmezlik yaşıyor.
kolon ve rektum kanserine nadiren yakalanıyorlar
apandisit ile neredeyse tanışmamışlar.
hemoroid sorunları yaşamıyorlar.
filibit ( bacaklarda biriken kan pıhtılarının akciğerlere çıkması ve ani ölüme yol açması ) rahatsızlığı afrika'da nadiren görülüyor.
aşırı beslenmeden ötrü oluşan şişmanlık geleneksel yollarla beslenen kabilelerde görülmüyor.
tabi bu savlar yaşam süresi, beslenme kalitesi, diğer sağlık sorunları, bulaşıcı hastalıklar vs. gibi tüm kriterler öne sürülerek çürütülmeye çalışılabilir fakat modern yaşamın dayattığı beslenme şeklinin çok sağlıklı olmadığı inkar edilemez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |