Türkiye'nin memur portalı

eskiden yaygın olarak "için" kelimesi yerine tercih edilen kelimeydi.

eski türkçede, osmanlıcada sıklıla kullanılan kelime.

ya da pişi ya da herhangi bir yöresel hamur işi.

genelde komşu yapıp getirirse daha lezzetli olur.

hele gelen öğrenci eviyse ohoo o gün bayram olur.

teyzeler de mayalı hamuru biraz fazla kaçırınca ve apartmanı mis gibi kokutunca

öğrenci evinden "inşallah bize de gelir" nidaları yükselir.

sıcak sıcak ye, peynirle ye, çay demle sade ye.

tuz serp ye, şeker serp ye

neyleyim köşkü, neyleyim sarayı içinde salınan yar olmayınca.

kim söylemiş ?

Celal ertan söylemiş.

anonimdir diye tahmin ediyordum ama tutturamadım.

demek ki çoğunluğun bu konuda ne düşündüğünü hiçbir zaman öğrenemeyebiliriz.

büyük okyanus ya da diğer adıyla pasifik okyanusu altında batık olduğu ileri sürülen kıta.

bilimsel dayanağı olmadığı ileri sürülüyor fakat pasifik okyanusuna yayılmış olan yüzlerce adada yaşayan yerli halklarla Mezoamerika yerlileri arasındaki benzerlikler de inkar edilemeyecek kadar kuvvetli.

Meksika Yucatan'da bulunan Maya uygarlıklarının kalıntılarını inceleyen Augustus le plongeon ( 19. yüzyıl araştırmacısı ) yazıtları inceleyerek maya kültürünün antik yunan ve antik mısır kültürlerinden çok daha eski olduğunu fark etmiş.

yazıtlarda aynı zamanda eski bir kıtanın varlığından da bahsediliyor.

zaman içinde farklı teoriler ileri sürülse de yaygın olarak Mu'nun devasa büyüklükte bir ada şeklinde Hawaii ve paskalya adalarını da içine alacak büyüklükte olduğu; volkanik patlamalar ve depremler neticesinde bir gecede batarak yok olduğu fikri kabul görmüş.

Churchward adlı araştırmacı antik kültürler arasındaki benzerliklere dikkat çekerek antik megalitik mimarinin ortak kökeninde Mu kıtası kültürü olduğunu ileri sürmüş.

eski hint yazılı tabletlerinde kıtanın yok oluşundan bahsedildiğine dikkat çekmiş.

ileri bir medeniyet olduğu ileri sürülüyor.

yine başka bir tablette kıtanın batışından ve başka bir karaya çıkılışından bahsediliyor.

kuş ve güneş sembollerinin geniş bir coğrafyada ortak anlamlar içermesi,

geniş bir coğrafyaya yayılmış antik tapınakların birbirine benzer şekilde inşa edilmeleri,

Ra isminin mu kıtası kralının aynı zamanda mısır tanrılarının ortak ismi olması,

polinezya adalarındaki megalitik yapılar ve moai heykelleri, yeni zelanda'da bulunan antik direkler, su altındaki yonaguni yapıları iddialara dayanak olarak gösteriliyor.

ortada bazı ipuçları ve aydınlatılmayı bekleyen bir kültürel ortak yayılış olduğu açıkça belli.

genetikçilerin çalışmaları da aslında antropolojik açıdan önemli ipuçları verebilir.

belli ki pasifik okyanusunun derinlikleri bizi hayretler içinde bırakabilecek sürprizlerle dolu.

kısacası antik maya tabletleri, eski asya yazıtları, dilbilim çalışmaları, antropolojik çalışmalar ve coğrafyadaki araştırmalarla daha da ileri seviyede aydınlatılabilecek insanlık tarihinin karanlık dönemine ışık tutabilecek teori.

böylelikle tarih kitapları yeniden yazılabilir ve en eski medeniyetlerin mezopotamya'da doğmayıp daha da eski olduğu bir ihtimal ortaya çıkar.

bence biraz riskli.

cazip bir durum olsaydı insanlar kafileler halinde gezmezdi.

en az iki kişi olmak iyidir.