Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Biz öğretmenler için pek mümkün olmayan bir durumdur. Zira dersin bitimine kaç dakika kaldığına saatimden bakar, ona göre tahtaya soru yazarım. Saatime bakmayıp, öğrencilere sorsam ders her zaman bitmiş olur zaten(okulumuzda zil uygulaması yok). Hem sadece ders için de değil, saate bakarak zamanı takip etme, alışkanlık haline geldiği için saat takmadan dışarı çıkmak benim için bir yanımın eksik olduğu anlamına gelir, habire sol bileğime bakarım. arada telefonu evde unuttuğum da olur, ancak bu durum saati unuttuğumdaki eksiklik kadar etki yaratmaz.
Varlığının, kendi varlığına kattığı değeri, sevgiyi, mutluluğu bildiğin; alışkanlık, bağlılık ya da bağımlılık derecesinde, vazgeçilmez hâle gelmiş olan; bu nedenle varlığında pembe olan dünyanın, yokluğunda siyaha dönüştüğü, her türlü canlı ya da cansız varlıktır.
Aile, eş, arkadaş gibi sevilen kişiler olabileceği gibi Kişinin ruh haline göre bazen umulmadık küçük şeylerin yokluğu bile mutsuzluk kaynağı olabilir. Örneğin lisede kullandığım kalemimi kaybolmasın diye sakladığım halde, kalemimi kaybettiğim için uzun süre yas tuttuğumu bilirim. Eşyalarına bağlı olan insanlar, bu duyguyu çok daha fazla hissederler.
Yerine kısa sürede yenisini koyabileceğim, parayla satın alabileceğim şeyler için, yokluklarında üzülemem. Asıl üzüntü kaynağı, yokluklarında yenisini koyamayacağım ve bu nedenle ömür boyu, bunun mutsuzluğunu yaşayacağım insanların yokluğudur.
Hem bedenen hem de ruhen tam iyilik halinde olmanın, kişinin hayatındaki öncelikler sıralamasında ilk sırada yer aldığını ifade eder.
Eğer ki kişi sağlıklı değilse aile, iş ve sosyal hayatı bu durumdan kötü etkilenir; en mutlu anında bile sevincini yaşayamaz, dünyanın en prestijli işinde çalışsa bile görevini yerine getiremez, yaptığı hiç bir işten tad alamaz.
İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır. Bu nedenle erken yaşlardan itibaren kişi beden ve ruh sağlığına yatırım yapmalı, kendine iyi bakmalı ki orta yaşta başlayıp, yaşlılıkta nükseden hastalıklarla boğuşmasın.
Özellikle, mutlu olmanın yolu da sağlıklı olmaktan geçer. Sağlıklı insanlar her kişi ile iletişim kurmaya ve her işte çalışmaya kendini hazır bulurken, sağlıksız insanlar daha seçici olmak durumundadır.
Tabi ki genetik miras ve elde olmayan sebeplerle de sağlık sorunları yaşanabilir. Ancak kişinin kendi hata ve ihmallerinden kaynaklı hastalıklara davetiye çıkaran yaşam tarzını benimsemesi, ileri vadede hayatını olumsuz etkileyecek sonuçlar doğuracaktır. Kişi, Sağlığa giden yolda altın kural niteliğinde olan, dengeli ve yeterli beslenme, düzenli uyku, aktif bir yaşam ve stresle baş etme konularını mümkün olduğunca yaşam tarzı haline getirirse daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayat yaşar.
Tam on yıl yalnız yaşadım görev yaptığım yerlerde. Tabi ki yalnız yaşamanın az da olsa kendince avantajları var, ancak evlendikten sonra çoğul yaşamanın yanında, bu avantajların esamesi okunmaz.
Aynı noktadan çıkan iki ışının oluşturduğu geometrik şekildir. Işınların kesiştiği noktaya açının köşesi, ışınlara da açının kenarı denir. Açı, radyan ya da daha genel olan Derece gibi birimlendirmelerle ölçülür. Tam açı(180 derece), dik açı(90 derece), geniş açı, dar açı gibi çeşitleri vardır.
Açı hesaplamaları bir öğrencinin geometri dersinde, ilk aldığı temel konulardan biridir. açı sadece teorik bir konu da değildir, gündelik hayatta da pek çok alanda uygulaması vardır. Örneğin trafikte kavşakta dönüş yaparken, sahne oyunlarında oyuncuların üzerine ışık yansıtırken, okçuluk, jimnastik, futbol gibi sporları icra ederken, ressamlar resim çizerken.. açı bilgisine ihtiyaç duyulur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |