Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Şu an Tam da ara tatil öncesi sınav haftasında olan okullarda, çoğu tembel öğrencinin gönlünden geçen sınav şeklidir. Nasılsa cevap beş şıktan biridir, klasik sınavda olduğu gibi soru çözmeme, cevap yazmama gerek yoktur diye düşünen öğrenci, rehavete kapılır ve desteksiz soru cevaplamaya çalışır. ancak biz öğretmenler tarafından bu sınav şekli, okuması daha kolay olmasına rağmen pek tercih edilmez. Zira bu tür çoktan seçmeli test sorularından oluşan sınavlarda öğrenci başarısı daha düşük olur genelde. Çünkü öğrenci konuyu bilmiyor ve çalışmamışsa, önüne gelen ilk şıkkı işaretlediği için o şıkkın yanlış olma ihtimali, doğru olma ihtimalinden dört kat daha fazla. Bazen gariptir, soruyu doğru okuyamadığı için, öğrenci konuyu ve soruyu bildiği halde bile o test sorusunu yine yanlış çözebiliyor. Günümüz sınav sistemi(lgs ve yks) bu tür çoktan seçmeli sınavlar üzerinden yürütüldüğü için öğrencilerin, çoktan seçmeli test soruları nasıl çözülür, kodlaması kaydırmadan nasıl yapılır, yanlış cevap doğru cevabı götürüyorsa nasıl bir strateji izlenmelidir, soru başına kaç dakika ayrılmalıdır gibi bu konuda esaslı bir eğitime tâbi tutulması gerekiyor.
Hâlâ kendini taze şoför olarak kabul eden biri olarak (yaklaşık iki aydır araç kullanıyorum) 80 km/saat in üstüne çıkmamaya çalışıyorum o da çevre yolunda, yoksa bozuk yolda maximum 50 km/saat ile gidiyorum. sağdan sağdan gitmek hoşuma gidiyor. Acelesi olan varsa soldan hızlıca gidebilir, kimseye mâni olmuyorum. Gözüm hız ibresinde 80 i aştı mı ayağımı hemen gazdan çekip, frene basıyorum. "Acele eden ecele gider" sözünü çok benimsemişim sanırım, zaten yola erken çıktığım için süre sıkıntım yok, o yüzden hız yapmama gerek de yok. Trafik kazalarının çok ama çok büyük bir kısmının aşırı hızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Herkes eninde sonunda varacağı yere zaten varıyor; hızlı gidip, hem kendinin hem de başkalarının canını tehlikeye atmanın mantığını çözemiyorum. Yollarda azami hız sınırlarına her araç kullanan kişinin istisnasız uyması gerekir, özellikle de kamyon ve tır şöförlerinin. Zira Yollarda en hızlı gidenler genelde onlar oluyor.
Akıllara akira kurosawa'nın 1954 yapımı, 3 saat 27 dakikalık seven samurai filmini getiren (izlemeyen varsa kesinlikle tavsiye edilir, muhteşem bir film), japon savaşçıları tarafından kullanılan, geleneksel tek yönlü, kıvrık silah çeşidir. Katana da denilir.
Değerli olana, ulaşılması zor olana, zor elde edilene kavuşmak öyle kolay değildir, bunun için çöller aşılabilir, sarp dağlardan geçilebilir ya da okyanuslarda, derin sularda boğulmayı göze almak gerekebilir. İnci tanesi burada zor elde edileni, nadir ve narin olanı, bu nedenle pamuklara sarılası olanı temsil eder. Evet, ulaşmak zordur o inci taneciğine, ancak bir ulaştı mı da o inciye sıkı sıkı sarılmak gerekir, kıymetli olana hak ettiği kıymeti vermek gerekir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |