Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İlk çıktığından beri dinlediğim ancak 2018 de çıkardığı son albümü "maya" ile kariyerinde zirveye çıkmış olan, bu albümde yer alan sarmaşık, çukur, a canım, öyle kolaysa, mendilimde kırmızım var, öyle kolaysa, ya bu işler ne gibi şarkılarının üstüne çıkabilecek çalışmalar yapabilecek mi, merakla beklediğim şarkıcı ve şarkı yazarıdır. Maya albümünden önce "gel" şarkısıyla bu noktaya çıkabileceğinin işaretini vermiş gibiydi aslında. Benim nazarımda Müzik kalitesi yüksek, üretken ve sempatik bir sanatçıdır.
Okuldaki matematik öğretmeni arkadaşlara soruyorum, derste nasıl sorular çözüyorsunuz diye; tabi ki çoğunlukla eski tarz, bilgi ağırlıklı, klasik soruları çözüyorlarmış, hem yeni nesil soru sayısının az olması, hem de ders sürelerinin yetersizliği sebepleriyle(ki ben sınavla öğrenci alan proje okulunda görev yapıyorum). üniversite sınav sorularının hemen hemen hepsinin, hikayesi olan, alışılmışın dışında, bilginin yanında mantık ve muhakeme hatta hayal gücünü sorgulayan sorulardan oluşuyorken, hâlâ müfredatın bu yönde düzenlenmemiş olduğunu görmek üzücü. Sonra da matematik başarısı neden düşük diye sorgulanıyor ve en kötüsü de öğrenci matematik çalışmaktan başka derslere çalışacak zaman ve enerji bulamıyor, matematikte zorlanınca da havlu atıyor.
Çoğu kişinin "sen mi yapacaksın" dediği, hatta imkansız olarak gördüğü, büyük ihtimalle yapabileceğine güvenmediklerinden ya da şartların zorluğundan dolayı kişiyi olumsuzluğa sevketmeye ve umudunu kesmeye çalıştıkları, ancak yapabileceğine inanan ve içindeki güce güvenen, şartlar ne kadar zor olursa olsun çalışıp, çabalayıp, yılmayan, umudunu kesmeyen kişinin, çevresindeki tüm bu negatifliklere karşın, yapmak istediğini başarması, amacına ulaşması, yapılamaz denileni yapması ve bunun karşılığında haklı gururunu yaşamasıdır.
Normalde gün ağarmaya başlayınca kaybolan ancak Bir kaç gündür nerdeyse öğleye kadar kalkmayarak, yaşadığımız yeri etkisi altına alan, 10 adım sonrasını görmenin imkansız haline geldiği ve bu halde araba kullanmanın hepten zorlaştığı, aklıma çok öncelerde izlediğim "öldüren sis" filmini getiren, atmosferdeki su buharının yeryüzüne yakın bölgelerde kümelenmesiyle oluşan meteorolojik olaydır. Sis kimyasal anlamda heterojen sıvı-gaz aerosoldür, sisli havada insan deniz kenarında yürüyormuş gibi yüzüne su damlacıklarının çarptığını hisseder.
Daha çok 80'li yıllarda çocukluğu geçen bizlerin çocukken oynadığı, belki de büyüklerin, çocukları belli bir süre sessiz kalmalarını sağlamak için icat ettikleri; bir, iki, üç ve tıp dendikten sonra oyuna katılan kişilerin derin bir sessizliğe gömüldükleri, ancak çocuk olmanın da verdiği enerjiyle fazla dayanamayıp konuşarak oyunda yandıkları bir çocuk eğlencesi türüdür.
"Söz gümüşse, süküt altındır" atasözünü uygulamalı öğretme şeklidir de denilebilir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |