Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Köylük alanlarda yoğun olarak duyulan, şehir ortamında bulunmayan seslerdir.
Özellikle yeşilliğin bol olduğu yerlerde bulunan cırcır böcekleri volümü öyle arttırmışlar ki balkonda otururken yanındaki kişinin sesini bile zor duyacak kadar yüksek ses çıkartabiliyorlar. Şu son bir ayda kulağım cırcır böceği sesiyle çınladı. Köy, Denize nazırsa ve sahil taşlıksa, yaz da olsa oluşan dalgaların taşları hareketlendirmesiyle oluşan deniz sesi de bazen gece uyumayı bile zorlaştırabilecek boyutta olabiliyor. Erkenden öten horozlar da çalar saat vazifesi görebiliyor. Bu sayede köylük yerde erken kalmak hiç de zor olmuyor. Köylerde, Rüzgarla ağaçların hışırtısı bile bir başka.
Köyün bahçe ve ormanlık alanlarından gelen yeşillik kokusu, denize nazırsa denizden gelen yosun ve iyot kokusu, etrafta tavuk gibi kümes hayvanları varsa onların yaydığı kokular, daha da önemlisi özellikle yağmur yağdığında topraktan gelen kokulardan oluşan, şehir ortamında bulunmayan, köye mahsus kokuların birleşimidir.
Daha önce ufak da olsa niyetlenip uygulamaya geçiremediğim, yazma güdüm ağır basınca yazmaya devam ettiğim, ancak yarından itibaren önümüzdeki bir ay boyunca, memleket tatiline gidecek olmam nedeniyle, sözlükte yazmaya verilecek olan zorunlu ara durumudur.
Benim verdiğim bu arada Yazmaya devam edecek olan sözlük yazarı arkadaşlarıma, bol bol başlıklar açıp, bu başlıklara da bol bol entryler girmelerini diliyorum.
Her ne kadar belli bir süre ara verecek olsam da -ki bunu bir haftadır söylüyorum zaten- hakkımda, birinci olduğu aydan sonra kayboldu söylentileri yayılmaz umarım, gülücük.
Sözlükteki ilk üç ayım boyunca ayı hep ikincilikle tamamlamıştım. tam da yazmaya zorunlu bir ara vermeden önce, bu dördüncü ayımı birincilikle kapatmak benim için güzel oldu. Artık hediyemi, tatilden dönünce alırım, bir süre evde yokum da, gülücük.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |