Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,642 entry 574 konu 110 puan
02.05.2024 00:11 son işlem tarihi takip etme takip et

İşinde gücünde olmanın gençken korkulan bir şey olması

21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.

01.05.2024 10:54
  1. suç ortağı

    Kişi herhangi bir suç, kusur ya da kabahat unsuru teşkil eden bir işe giriştiğinde, yanında suça karışan ve suça ortak olan kişiye verilen addır.

    İlk suç ortağı olma girişimleri çocuklukta başlar. En yakın arkadaşa, komşunun bahçesine girip ağaçtaki erikleri yiyelim mi teklifi ile en masumane olanından başlar, hırsızlık, yalancılık gibi çok daha zararlı ortaklıklara da zamanla evrilebilir.

     
  2. Düğmeli kıyafet sevmeyen insan

    Eskiden beyaz önlükler düğmeli olurdu. Öğretmen olarak okulda muhakkak önlük giyerim. Son 5-10 yıldır piyasada düğmeli önlükler yerine, çıtçıtlı önlükler satılıyor. Kendi kişisel tercihim düğmeli olan önlüklerden yana, ancak düğmeli sevmeyen çokmuş ki artık düğmeli önlük bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi. Allahtan üniversitedeki düğmeli öğrencilik önlüğüm hâlâ kullanılabilir vaziyette, arada nostalji olsun diye okulda onu giyerim.

     
  3. squid game

    Kore dizilerine mahsus özellikleriyle birlikte, bende diziyi izlerken 2000'li yılların "küp" seri filmini çağrıştırdı. Dizide ünlü kore erkek oyuncularını minik yan rollerde görmek de ayrı güzeldi. Kingdom'un üçüncü sezonunu beklerken, bu arada, yeni sezonunu bekleyeceğim yeni bir dizi de bu oldu. Pek çok kore filmi ve az sayıda da kore dizisi izleyen biri olarak en güzel dizi buydu diyemem ancak kesinlikle tavsiye ederim, izleyicisini sıkmaz, 9 bölümlük maceranın sonunda "iyi ki izledim" dedirtir.

     
  4. kötü insanların ortak özellikleri

    Başkalarının üzüntülerinden ve zor duruma düşüp, çırpındıklarını izlemekten zevk alırlar. Yardım etmek şöyle dursun, daha ne kadar dibe batırabilirim diye fırsat kollarlar.

    İçindeki zehiri kelimelerle dışarı akıtmayı ve iki cümle kurup insanın tüm moralini altüst etmeyi görev bilirler ve bunu marifetten sayarlar. İki laf ettim nasıl da dumur oldu diye övünürler.

    Kendileri tembellik yapıp, çalışanların sırtından geçinmeyi tercih ederler. İlk fırsatta onların yaptıklarından nemalanmaya, kendileri yapmış gibi göstermeye çalışırlar. Kısaca Asalak geçinirler.

    Kendilerini çok zeki, iyi insanları da çok saf ve aptal zannederler.

    Başkası kırılmış, üzülmüş, canı sıkılmış, umurlarında olmaz. Kendini bu duruma sokmasaymış, kendi etti kendi buldu diye savunma mekanizması geliştirirler ki zaten tüm savunma mekanizmaları bu kişilere çalışır. Zira kendilerini bu şekilde vicdanen aklayıp, kötülük yapmaya devam ederler.

     
  5. grup abdal

    Normalde türkü dinlemeyen biri olarak eşimin sayesinde tanıştığım, şarkılarını uzun yol yolculuklarında artık ezberlediğim, müzikalitesi yüksek, çalınan enstrümanların hakkını veren ve güzel sesli kadın-erkek üyelerden oluşan türkü grubudur. Grubun hoşuma giden türkülerinden birkaç örnek:

    -Pınara gel ki görem, el uzat bir gül verem...

    -Suya gider allı gelin, has gelin has gelin...

    -Güzellerden üç güzel var sevilir, biri yiğit, biri gelin, birisi kız...

    -Yağmur yağar taş üstüne, ince kalem kaş üstüne, selam gelir baş üstüne, vay dili dili kuş dili dili..