Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Alüminyum tepsilerde odun ateşinde kuzinelerde, mısır ununun hamur haline getirilip sade pişirilebileceği gibi, hamsi, pırasa, maydanoz gibi eklemelerle de çeşnilendirildiği, leziz, çayın yanında tek başına bile yenebilen karadenizin yöresel ekmeği.
Temelde yumurta sarısı ve sıvıyağın belli miktarlardaki karışımın çırpılması ile oluşan, ekürisi ketçapla birlikte sandiviçlerin, patates kızartmalarının, köftelerin vb. pek çok yemeğin aranılan sosu.
Organik bileşiklerin sadece canlılar tarafından üretilebileceği, canlı dışında organik maddenin sentezlenemeyeceğini savunan, canlı organizmaların, canlı olmayan varlıklardan farklı olduğu inancıdır.
Hep daha iyisine yapabileceğine inancından dolayı ne yaparsa yapsın yaptığı işten emin olamayan, evhamlı, içine kurt düşüren, şüphecilikte tavan yapmış kişilik.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |