Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Aşırı lezzetli bir yemeğin, ne kadar yenilesi mükemmellikte olduğunu ifade etmek için kullanılan deyimdir.
Her yemek bu övgüye mazhar olamaz. Ya yemek gerçekten çok lezzetlidir ya da anne, eş, sevgili gibi çok sevilen birinin elinden çıktığı için çok lezzetli gelir ve yemekle birlikte, parmaklar da yenilebilir.
Bilimsel yani teorik bilginin, uygulamaya yani pratiğe dönüştürülmesi için gerekli olan; alet, edevat, araç, gereç, makina gibi maddelerin yapımı ve kullanımını sağlayan; gündelik hayatı kolaylaştıran fizik, kimya, mühendislik, tıp gibi pozitif bilimlerin konusu olan bilgiler bütünüdür.
Kişi pişman olduğu bir davranışın sonucunda, zamanı, bu davranışı daha gerçekleştirmemiş olduğu ana geri getirebilme dileğidir. Lafta kalan bir durumdur. Gerçek hayatta mümkün değildir, ancak bilim-kurgu filmlerinde senaryo dahilinde olabilitesi söz konusudur. Çünkü söz ağızdan çıkmıştır bir kere, davranış eyleme dönüşmüştür, sonuçları tecelli etmiştir.
Pandemi sürecinin beraberinde getirdiği, kısıtlamalar, eve kapanmalar, maske takma zorunluluğu, uykusuzluk, kaygı ve anksiyetenin zirve yapması, aşılanma gibi etkilerle, psikolojik olarak zaten zor durumda olan insanların, hepten zora düşmeleri sonucu gerçekleşen durum.
Sanki herkes çocuk sahibi olabiliyormuş gibi, çocuk sayısının pazarlık konusu edilmesi kadar abes bir şey olamaz. Ben bunu şımarıklık olarak görüyorum. Bir mi olsun, iki mi olsun, üç mü olsun, sanırsın ki tezgahtan portakal sipariş veriyorsun. Varlık sahibi olmak, böyle bir şey olsa gerek.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |