Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bizim emektar laptopun fanından da sanki araba motoru çalışıyormuşçasına, hunharca kulakları tırmalayan bir ses geliyor. Canlı ders yaparken öğrenciler bile fark ediyordu, hocam o ses ne diye soruyorlardı, o denli. Tabletle ders anlatmaya geçtim de öğrenciler bu eziyetten kurtuldu. Mümkün olduğunca laptopu açmamaya ve o sese maruz kalmamaya çalışıyoruz. Açıp, fanını temizleme lüksümüz de yok zira açtıktan sonra eski haline geri dönüşümü mümkün olmayabilir. (Yetkili servis garanti süresi geçtiği için ilgilenmedi)
Yaş ilerledikçe eli öpülecek aile büyüklerinin de hayata gözlerini yumup, ebedi istirahatlarına çekildikleri, ailenin gittikçe çekirdek hale geldiği gerçeği ile yüzleşiyorsunuz. Daha da ileri vakitlerde bizim elimizi öpecek aile üyeleri olacak mı, işte onu da zaman gösterecek.
Lucy'e gelinceye kadar, old boy, şeytanı gördüm, the tiger gibi başrolünde yer aldığı filmlerde harikalar yaratan, hayranı olduğum güney koreli karakter oyuncusu.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |