Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kişinin hem kendisine hem de yakın çevresindekilere sunabileceği en kolay, en güzel hediyedir, gülümseme.
dudakları kapalı bir şekilde iki yanağa doğru esnetme hareketidir ve bu sırada yüzdeki kasların hemen hepsi de harekete geçer, gevşer ve aynı anda gözlerin içi de güler, işte o zaman tam tebessüm olur. Yüz de gülsün ama özellikle gözlerin içinin gülmesi ayrı bir sevinç gösterisidir.
İlla bir sebep de olmasına gerek yok, yeni bir güne uyanmak başlı başına bir sebeptir aslında. Hele ki bir de sebebi varsa, tebessümün yüzde kalma süresi daha da uzar, doğal olarak etkisi de.
Her daim güleç olmayı başarabilen, sokakta tebüssümlü bir ifadeyle gezmeyi başarabilenlere hayranlık duyuyorum. İnsanların çoğunun gergin ve asık suratlı olduğu bir ortamda, tebessüm saçan bir yüz, deniz feneri gibi parlar.
İki ya da üç sene önce, "çaydanlığın altını kapattım mı, şüpheye düştüm" diyip eşimi arayıp, teneffüste eve yollayıp-ki normalde hep evden çıkmadan önce kontrol ederiz, o gün etmemişiz-, kontrol ettirmişliğim olan ben, bir kaç kez de ütünün fişini çektim mi diye tereddütlere düşünce çözümü, dışarı çıkmadan önce ütü yapmamakta buldum.
Bir kavramı, kişisel deneyimler sonucunda bilimsel gerçeklerden uzak bir şekilde gerçek anlamından farklı ve yanlış tanımlamaktır.
Kavram yanılgılarının oluşmasındaki temel sebepler, okullarda öğretilen özellikle soyut konuların öğrenciler tarafından yanlış algılanması, gündelik dilde kullanılan kavramların bilimsel dilde farklı anlamlara gelmesi.. sayılabilir.
Basit kavram yanılgısı örnekleri:
--şeker suda eridi. / yanlış
şeker suda çözündü. / doğru
--hava ısısı düştü. / yanlış
hava sıcaklığı düştü. / doğru
--emel'in ağırlığı 42 kg'dır. / yanlış
emel'in kütlesi 42 kg'dır. / doğru
Sınavdan beklediği puanı alamayan ve çoğunlukla yazdığı herşeyin doğru olduğunu zanneden ve karşılığında puan alacağını düşünen öğrenci davranışıdır.
Her sınavdan sonra kağıdına bakmak isteyen öğrenci tek tük çıkar. ben de önce bir söylenirim, yeterince bakmadan mı kağıdını verirken, derim. malum her öğrenci kağıdına bakmak istese yüzden fazla öğrenciye kağıt göstermek gerekir, enerji ve zaman kaybıdır. Günümüzde her sınav sonrası cevap anahtarı okul panosunda-şimdilerde sınıf watsapp gruplarında- sergileniyor zaten. Bilinçli öğrenci ne yazdığını bilir, alacağı puanı kestirir. Sınavdan 30 alan bir öğrenci, 70 bekliyorsa ciddi sorun vardır. 16 yıllık öğretmenim daha kağıdına bakıp da notu yükselen bir öğrenci görmedim. Ancak hiç bir öğrenciyi de geri çevirmedim, devlet sırrı değil nihayetinde, öğrencinin aklında soru işareti kalsın istemem.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |