Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kendi kışlıklarımı kendim hazırladığım için Dondurulmuş gıda reyonunu, cips gibi abur-cuburların olduğu, kola meyve suyu gibi hazır içeceklerin bulunduğu reyonları es geçerim.
Farklı ülkelere ait mutfak teknikleri ile malzemelerinin tek bir tabakta birleştirilmesi ancak tabakta tek bir ulusal özelliğin öne çıkmaması, yani yemeğin ve mutfağın küreselleşmesidir.
meksika mutfağına ait bir yemeğin, uzakdoğuya ait bir pişirme yöntemi ile hazırlanıp, italyan sosları ile sunulması füzyon mutfağına örnektir.
Soru kökünde verilen bilgide eksikliği olan öğrencinin şıklardan medet umarak doğru sonuca ulaşma çabasıdır. Ancak çoğunlukla işe yaradığı görülmemiştir. Zira Şıklar bubi tuzakları ile doludur.
Aslında bakan göz değil, beyin ya da kalptir. Olaylara, durumlara, nesnelere, kişi kendi beyin süzgecinden, kalp gözünden bakarak kendince yorum katar. Bu da aynı olaya, nesneye, çok boyutlu özellik kazandırır. Örneğin içinde kurt olan bir elma için, uygun şartlarda üretilmediği ve çöpe atılması gerektiği düşünülerek olumsuz bakış açısına, içinde kurt olduğuna göre organik ve bu nedenle daha sağlıklı olduğu düşünülerek olumlu bakış açısına sahip farklı görüşler ortaya çıkabilir.
Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en alt basamak olan fizyolojik ihtiyaçları gidermek için yaşayan insandır. Hayattaki tek gayesi, nefes alma, yeme-içme, uyuma, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmektir. Neyi niçin yaptığını, yaptığının sonuçlarının nereye varacağını, farklı seçenekleri değerlendirseydi hangi aşamada olacağını, aile ve toplum içersindeki rolünün ne olduğunu ve bu rolün karşılığında nasıl hareket etmesi gerektiğini düşünmeden, hayatı "edilgen" bir birey olarak yaşamaktır.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |