Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İngilizcede "hello", portekizcede "ola", ispanyolcada "hola", almancada "hallo" merhaba anlamına gelen kelimelerdir ve bir selam sözü olan merhaba, bunlardan türkçeye evrilince "alo" ya dönüşmüştür. Ben de özellikle ailem ve sevdiklerimden biri ile telefonda konuşurken alo yerine merhabalar kelimesini tercih ediyorum. Telefonla saatlerce konuşmayı seven biri olmasam da telefon iyi ki var diyorum, yoksa özellikle de uzaktaki sevdiklerimizin sesini nasıl duyardık, özlemimizi bir nebze de olsa başka türlü nasıl giderirdik, gurbette yaşayan insan için anlamı bambaşkadır.
Yangınların bu noktaya gelmiş olmasını mideme kramplar girecek kadar üzüntüyle karşılarken, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler, evler, doğa nasıl böyle gözlerimizin önünde yok oluyor bunun şaşkınlığı içersindeyim. Ne olur biri 'çok kötü bir rüya görmüşsün sen' desin diye bakıyorum.
bir şeyler yapabilecekken hiçbir şey yapmamayı tercih eden, olaylara kayıtsız kalan, gücünü kullanmayı bilmeyen kişiler için kullanılan, görüntü var ses yok insanları ifade eden mecazi sıfattır.
Kişi yapmakla yükümlü olduklarını ve yapmak istediklerini iş, ev hayatı, dinlenme, eğlenme gibi, zaman kalıpları -Gün 24 saat, hafta 7 gün, ay 30 gün, yıl 365 gün, ömür Allah ne yazdıysa bilinmiyor- içersine sığdıramama ve hiç bir şeye layıkınca zaman yetirememe durumundan kaynaklı kendini köşeye sıkışmış hissetmesi durumudur.
Çoğunlukla zamanı doğru kullanamamaktan kaynaklanır, iyi bir planlama sorunu kökünden çözmese de en azından bir nebze azaltabilir. Özellikle de sınava giren öğrencilerin en sık yaşadığı sorundur ayrıca Spor yapan insanlar, yoğun ve tempolu iş hayatı içindekiler, hayatı dolu dolu yaşamaya çalışan insanlar, detaylara çok önem veren kişiler zamanı çok daha iyi kullanmalıdır.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |