Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Sıkıntılı bir olay anında, tehlikeli bir durumda, doğru hamleler yapıp, bu işten kendini sıyırmayı bilen, kendini kurtaran, kendi başının çaresine bakan kişiler için kullanılan ifadedir.
Çay ve simitin yanında eşlik ettiğinde kendi başına bir kahvaltı sofrası olabilen, tulum, ezine, lor, inek, keçi, koyun, kaşar, krem, otlu, mihaliç, hellim, çökelek gibi pek çok çeşidi bulunan, a, b vitaminleri, kalsiyum, fosfor, çinko ve protein içeren, kemik ve diş sağlığı açısından önemli süt ürünüdür.
üniversite hayatımı geçirdiğim, güzel anılara ev sahipliği yapmış olan, istanbula gittiğimde arada uğrayıp, ziyaret ettiğim, mütevazi göztepe kampüsünü bünyesinde bulunduran üniversite.
İstemsizce güldüğüm bir başlık olmuş, ne yalan yazarlık kim ben kim diye düşünen biri olarak, bendeki egonun, ego kelimesinin son harfinin sayısal ederi kadar olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Ben dört buçuk aydır bulunduğum sözlükte, şuana kadar açtığım tüm başlık ve girdiğim entrylerde kendi bilgimi, genel kültürümü, arada kimyasal bilgimi, duygu ve düşüncelerimi paylaştım. Bunun için böbürlenip, kendimi yüksek yüksek tepelerde görecek halim yok. Bilakis yazdıklarımın çoğunu da beğenmiyorum, ancak yine de bir fenci olarak, kendimden beklemediğim bir performans sergilediğimi düşünüyorum.
Şu yazara bak, ne de egolu diyebileceğim bir yazara da rastlamadım şu ana kadar. Sözlükte Bu tür yazarlar varsa da, onları kendi egoları ile baş başa bırakmak gerekir.
Test kitaplarından çözemedikleri soruları soran ya da Deneme sınavlarına giren öğrencilerde gördüğüm bir davranıştır. Ancak olayı yanlış anlamış olmalılar ki kalın kalın ne var ne yoksa her kelimenin, her cümlenin altını çiziyorlar. Ne anlamı kalıyor ki o zaman. Soru kökünde ya da şıklarda dikkat edilmesi gereken, çeldirici kısmı bulup, sadece oranın altını çizmelisiniz dememe rağmen, hâlâ bildikleri gibi yapıyorlar. Halbuki gereksiz bir karalama yoğunluğu, soruyu hepten işin içinden çıkılması zor hâle getiriyor. Vakti zamanında bir öğretmenleri, soru çözerken "herşeyin altını çizin" demiş olamaz herhalde.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |