Türkiye'nin memur portalı

Ne ekersen onu biçersin, toprağa fasülye ekmezsen topraktan fasülye çıkmasını bekleyemezsin, herkes emeklerinin karşılığını alır, ne kadar çalışırsan, çabalarsan o kadar sonuç alırsın, başarı gösterirsin, anlamında öğrencilerime de nasihat edesim gelmişse aynen kurduğum cümleleri sıraladım. Emek olmadan yemek olmayacağının diğer bir ifadesidir.

Kişi ne kadar yetenekli ve teorikte bilgili olursa olsun bir işte ehil düzeye ulaşabilmek için öncelikle acemilik döneminden geçmeli, tecrübe sahibi olmalı, uygulamalı işlerde el yatkınlığı kazanmalı, kendini geliştirmeli, yani bu işin içinde bir müddet pişmelidir. Kimse hiç bir işe direkt usta olarak başlamaz, muhakkak bir çıraklık dönemi geçirir. Çıraklık dönemi ne kadar verimli, sıkı çalışarak ve üretken geçerse, ustalık dönemi de o kadar parlak olur.

Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönenilen bir kola sahip, çivi sökmek, kalıp tahtalarını ayırmak, ağır bir cismi yerinden kımıldatmak ya da bir miktar yukarı kaldırmak gibi mekanik işlerde kullanılan alete verilen addır.

Kendim karadenizliyim, eşim akdenizli, İlk görev yerim doğu anadolu, şuan yedi yıldır yaşadığım yer trakya bölgesi. İlk görev yerim olan doğu anadoluya, ailemin yaşadığı yer olan istanbul'dan giderken iç anadolu ve güney doğu anadolu'dan en azından teğet de olsa geçtim. Ancak şu yaşıma kadar ege bölgesine hiç ama hiç yolum düşmedi. O yüzden görmeyi istediğim yerler arasında liste başında yer alıyor.

Geçmişte yaşanan bir olayın -ki genellikle olumsuz ve kötü sonuçlanan- benzerinin ya da aynısının şimdiki zamanda da yaşanıyor olması durumunda kullanılan ifadedir.

Bazı olaylar vardır ki olayın sonunda alınan bir takım tedbirler, kararlarla olayın bir kez daha yaşanması engellenebilir. Ancak tedbirler ve kararlar layıkınca uygulanmaz ise, kaçınılmaz son gerçekleşir ve olay tekrar eder. Bu nedenle geçmiş olaylardan gereken dersler çıkarılmazsa yine acı sonuçlarla karşılaşılır, örneğin deprem felaketi gibi.

Bazen kişinin kendi hayatındaki bir takım olaylar da tarihin tekerrür ettiğinin göstergesi olabilir. Örneğin kişi dönüp dolaşıp hep aynı hataya düşüyorsa, hep birilerine güvenip sonunda terk edilen oluyorsa, tekrar bu durumu yaşamamak için, bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini anlamalıdır.

21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.