Türkiye'nin memur portalı

Işık enerjisi taşıyan Ardışık İki dalga tepesi ya da iki dalga çukuru arasındaki uzaklıktır. Lamda sembolü ile gösterilen dalga boyu, ışık hızının dalganın frekansına oranı ile bulunur. Dalga boyu osiloskop (salınım ölçer) ile ölçülmektedir.

Elektromanyetik spektrum en uzun dalga boylu ışımadan en kısa dalga boyluya doğru şu şekilde sıralanır: radyo dalgaları, mikro dalgalar, kızılötesi(infrared) ışınlar, görünür ışık, morötesi(ultraviyole) ışınlar, x ışınları(röntgen), gama ışınları.

Bu spektrumda insan gözünün algılayabildiği ışınların dalga boyu 380 nm-760 nm aralığındadır. İnsan gözü çoğu dalga boyundaki ışımayı, dalgayı göremez.

Özellikle erken kalkan kişilerin yanındaki kişiyi de erkenden uyandırmamak için, usulca, yere tam basmadan, parmak ucuna basarak odayı terk etme şeklidir.

Ben hâlâ eski usül, eksikleri kağıda yazar, markette elime listeyi alıp, reyon reyon gezerim. hatta liste uzunsa elime bir de kalem alıp, sepete attıklarımın üstünü çizerim. Kalem yoksa habire listeyi baştan aşağıya okuyup, almayı unuttuğum bir şey var mı diye kontrol ederim. tabi en baştan listeyi yanıma almayı unutmuşsam bunların hiç birini yapamam, o zaman markette spontane alış veriş yaparım ve eve geldiğimde en elzem olan ürünü almadığımı görür, keşke listeyi yanıma alsaydım diye hayıflanırım. Her üç alışverişin biri böyle sonuçlanır.

Öğrenci dilinden aktarımı, dersteyken vakit geçmek bilmez, ancak teneffüsler ve öğle arası zaman, su gibi hızlı geçer.

Pil tepkimeleri ısı açığa çıkarır(ekzotermik). Açığa çıkan ısı, pilin içindeki elektrolitte bulunan maddelerden gaz oluşturur ve oluşan gaz pilin dışındaki plastik parçanın şişmesine neden olur. Bataryalar uzun süre, aralıksız şarjda bırakıldığında bu olayın yaşanması muhtemel olabilir.

21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.