Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Fiziksel ve zihinsel yorgunluğun ağır bastığı günlerde uyku süresi için yedi saat bile yetmez, sekiz saat olur, dokuz saat olur hatta on saat bile olabilir. Vücut uyuyacağı saati kendisi biliyor zaten, bu açıdan insan mekanizmasına hayran kalmamak mümkün değil, işleyen bir fabrika gibi. Uyku da bu fabrikanın en temel görevlerinden biridir.
Sağlık, oksijen ve su, temiz bir kalp, huzur, sevdiklerimiz, yüzümüzdeki tebessüm.. diye liste uzar gider. değerli olan değildir önemli olan, değerlinin değerini bilip, ona sahip çıkmak ve onu korumaktır. Çünkü bir şeyi değerli kılan nedir diye sorduğumuzda, onu değerli yapan şey, onsuz hayatın tadının tuzunun olmaması, hayatı güzelleştirmesi ve yaşanabilir kılmasıdır. Bu nedenle "kıymetlimiz" olanları iyi bilip, onları hayatımızın en üst noktasında tutmalı, hak ettikleri değeri vermeliyiz.
Kişi söylediğinin nereye gideceğini bilemez, yaptığı davranışların sonucunu önceden öngöremezse, istemeden de olsa karşısındaki kişilerin hassasiyetini anlayamayıp duygularını incitebilir, kişide derin üzüntü kaynağı olabilir. Bunu fark eden kişi de karşısındakini üzdüğü için üzülür, sonuçta herkes üzülmüş olur. Bu nedenle konuşurken iki düşünüp, bir söylemek; akla gelen herşeyi ulu orta konuşmamak ve yerine göre de susmayı bilmek gerekir. Zira kalp kırıldığında açığa çıkan ses, belki insan kulağı tarafından duyulmaz ama eminim ki toprakta derin bir obruk oluştuğunda açığa çıkan ses kadar güçlüdür.
Terzilik el becerisi ve üç boyutlu zeka isteyen bir iştir. Bazı terzi işiyle uğraşan kişiler, terziliği sadece dikiş makinasının önüne geçip, makas ve iplik işi olarak görünce ortaya çok da iyi olmayan sonuçlar çıkabiliyor. Kendim kişisel olarak terzi tadilatına gerek kalmayacak türde kıyafet alışverişleri yapmaya özen gösteriyorum. İşinin ehli terzi bulmak kolay değil çünkü. Bu tür el işçiliği gerektiren işlerde, aklıma hep "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" sözü gelir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |