Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bir yöne doğru bakan ev, arsa ya da mekan anlamında kullanılır. Örneğin denize nazır, deniz gören, denizin karşısında demektir.
Çantamda en az iki poşet taşıyarak alışverişe giderim çünkü daha hiç para verip poşet almadım. poşetim yoksa o gün alışveriş yapmadım. parasında değilim ama madem amaç plastik kullanımını azaltmak, o halde 25 kuruşu verenin aynı tas aynı hamam devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum. bu uygulamanın çok da amaca hizmet ettiğini de sanmıyorum. bu soruyla karşılaşmamak için elimde poşetlerle kasiyerin karşısına geçiyorum. kasiyer de fark edip, sormuyor zaten.
Bazen mağazanın kapısından girersin, öyle bir kalabalık görürsün ki sanırsın bedavaya veriyorlar, bu tür durumlarda direkt çıkarım. Hele ki bu korona günlerinde bile hınca hınç dolu dükkanlar, ne dağıtıyorlar bilmiyorum ama virüs dağıttıkları kesin.
Toplamda 310 hafta dünya bir numaralı seribaşı olması ve 20 grand slam birinciliği ile tenis dünyasında rekorları elinde bulunduran, tenis takip eden herkesin sevgi ve saygısını kazanmış (her ne kadar nadal'cı olsam da), ilerleyen yaşına rağmen hala aktif spora devam eden ve an itibariyle dünya sıralamasında 6.sırada olan, spor kitaplarında hayatı ve sporculuğunun ders olarak okutulması gereken örnek bir kişilik.
Çok yaşlı olmasamda bazen derste öğrencilere "bizim zamanımızda" diye başlayan kendi öğrencilik hayatımdan kalma anıları anlatırken buluyorum.
Öğrenciler içlerinden ne geçiriyorlar bilmiyorum ama ben anlatırken kuşaklar arası farkı çok iyi fark edebiliyorum. eski öğrencilik zamanı ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |