Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Hayvan sevgisi yüksek olan insanların yapabileceği bir eylemdir. Özellikle sokağa terk edilmiş ev hayvanlarını sahiplenip, alışık oldukları konfor ortamını sağlamak bu can dostu hayvanlar için çok önemlidir. Çünkü çoğu ev ortamına alışmış kedi, köpek gibi hayvanlar sokakta aç kalmak, diğer sokak hayvanları tarafından dışlanmak, hırpalanmak, soğuk, yağmur gibi dış etkenlere alışamamak ve de en kötüsü sokaktaki araç trafiğinde can vermek gibi tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu olabilecekleri tahmin eden sahipleri bu hayvanları yine de nasıl sokağa terk edebiliyorlar, akıl alır gibi değil. O açıdan sokak hayvanlarını besleyen ve sahiplenenleri çok takdir ediyorum.
#31ry entry sahibi lanet, kediciğe isim verdiniz mi merak ettim. Yalnız isim verme aşamasına gelirseniz, kediciği bir daha sokağa bırakma girişiminde bulunamayacağınızı düşümüyorum, zira isim verince bir bağ kurmuş olacaksınız.
Yök'ün 2022 tyt sınavında baraj puan uygulamasını kaldırarak öğrencilere, üniversite kapılarını sonuna kadar açma girişimidir. Ancak üniversite sınavı, bir sıralama sınavı olduğu için pek bir anlam ifade etmeyecektir. Zira Yine başarılı olup, yüksek puan alanlar kontenjanları doldururken, alt sıralamalarda boş kalması muhtemel kontenjanlarda rekabet artacaktır. Ancak yine nicelik artarken niteliğin düşeceği aşikardır.
Üniversite sınavına doğru düzgün hazırlanamayan öğrencilerin, olur olur da bu sene zor bir sınav olmaz, az da olsa belki bildiğim yerlerden soru çıkar, bu sene kimse yüksek net çıkaramaz da sıralamam iyi gelir umuduyla sınava girmeleri ve sınav sonucunu yine de ümitle beklemeleridir. Ancak beyhude bir bekleyiştir, zira inanmak başarmanın yarısıdır ancak diğer yarısı çalışmayla gerçekleşir.
Kendi değerini bilmeyen ve kendine hakettiği sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü göstermeyen insandır. Halbuki biricik ve kıymetli olan benliğinin farkına varsa ve kendiyle barışık olsa, içini dert çöplüğüne dönüştürmez; sıkıntılı durumları çevresindeki insanlarla paylaşarak, içine akıttıklarını dışarı vururarak rahatlamayı tercih eder. Bu tür kişileri iyi gözlemleyerek, içlerine kapanmayıp dışarı açılmaları konusunda yönledirmede, dost bildikleri kişilere büyük iş düşüyor. Örneğin görev yaptığım lisede daha ergen yaşta aşırı derecede içe kapanık, hiç arkadaşı olmayan öğrenciler var. Bu öğrencileri gördükçe çok üzülüyorum. Daha şimdiden bu şekildelerse, üniversite ve iş hayatlarında sağlıklı ilerlemeleri çok zor. Kesinlikle sosyalleşme konusunda teşvik edilmeleri gerekiyor.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |