Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,642 entry 574 konu 110 puan
02.05.2024 00:11 son işlem tarihi takip etme takip et

İşinde gücünde olmanın gençken korkulan bir şey olması

21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.

01.05.2024 10:54
  1. cacıkolik

    Eşim için de kullanılanilecek bir sıfat. Zira Salatalık doğal, yoğurt ev yapımı, eser miktarda sarımsak(anlamayacağı düzeyde), üzerine de nane ve kıvamı istediği şekilde olduğu sürece özellikle yazın, her öğün, her yemeğin yanında su niyetine cacık içmek ister.

     
  2. hoşgeldin ya şehri haziran

    Haziran diyince "yaz" mevsimi akla gelir. Serin bir başlangıç yapılmış olsa da akabinde çok yüksek sıcaklıklar neticesinde artan kuraklık haberlerini daha sık duymayız umarım.

     
  3. sözlüğe küsmek olmaz

    Aslında küslük sözlüğe değildir. İsmini, cinsini, cinsiyetini bilmediğin insanlara da küsemezsin. İnsanlar, insan olmanın gerektirdiği davranışları sergilediler diye insanlara kızamazsın. Bu şuna benzer; elma dediğin kırmızı olur, o zaman yeşil elmaya niçin kırmızı değil diye ya da sarı elmaya niçin kırmızı değil diye kızabilir miyiz? Elma, elmadır işte. İnsanlar da öyle.

    Ee o zaman ne oldu, bir hevesle aralıksız yazıyorken, araya soğukluk girmesinin nedeni nedir o halde? İnsanların davranışlarının kişide yarattığı hayal kırıklığı, tam olarak ifadesi budur.

    Çünkü kişi zannediyordu ki bulunduğu süre zarfında hep buralar mis kokulu gül, papatya, gelincik, sümbül, erguvan çiçekleriyle dolu. Aralarda bulunan kaktüsleri dikeni batıncaya kadar farketmemişti. O yüzden o rahat rahat yazabildiği, kendini ifade edebildiği konforlu ortamı şimdi tekrar güncellemesi gerekiyor.

    Hele ki kişi, sosyal ortamdaki hiç bir platformda yer almayan, kendi çevresinde daha izole yaşayan biriyse, bu tip hayal kırıklığı yaratacak durumlardan uzak yaşıyorsa, etkisi daha derin olduğundan toparlanması bir tık daha uzun sürebilir. Ancak kişi, yazmanın verdiği o rahatlama duygusunu tekrar tadabilmek için o çiçeklerle dolu bahçede -bu sefer kaktüslerin varlığından da haberdar, o yüzden daha dikkatli yürüyecektir- tekrar dolaşmak isteyecektir. Hem de düşüncelerinden ziyade duygularından hareketle yazma durumunu değiştirip, düşünce ağırlıklı yazmaya devam edecektir ki kendini böyle durumlar içersinde bulmasın bir daha. O yüzden sözlüğe küslük olmaz, kısa bir ara olabilir belki.

     
  4. hidroliz

    Suyun etkin olarak yer aldığı kimyasal tepkimelerin genel adıdır. "Su ile parçalamak" anlamına gelir.

    Su ile birlikte tepkimeye giren maddenin organik ya da anorganik olmasına göre farklı şekillerde gerçekleşen hidroliz olayında, her iki durumda da molekül su ile etkileşerek değişime uğrar; ya uzun zincirli daha büyük molekül kısa zincirli daha küçük moleküllere ayrışır ya da kendisini oluşturan moleküllere dönüşür.

     
  5. Huzur veren şeyler

    kuş cıvıltısından ve yaprakların hışırtısından başka bir sesin olmadığı yeşillikler içersinde bir ortam ya da dalga serpintilerinin teninize değip, yosun kokusunu içinize çektiğiniz bir sahil kenarı, çoğu insan için ilk akla gelen huzur verici yerlerdir. Ancak yerden ziyade yanınızdaki kişiler ortamı huzurlandırır. Güvenle elini tutacağınız, elinizi hiç bırakmayacak bir kişi varken yanınızda, her ortam huzurlu demektir.