Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,642 entry 574 konu 110 puan
02.05.2024 00:11 son işlem tarihi takip etme takip et

demokrasilerde çare tükenmez

Çözümsüz hiçbir şey yoktur. Bir şey yapılmak isteniyorsa ilk yol işe yaramadıysa, hemen başka bir yol denenir, o da olmadıysa başka bir yol daha denenir. Tüm yollar denenip yine de olmadıysa, oldu da bitti işte denip, olmuş gibi gösterilir. Demokrasi böyle bir şey.

01.05.2024 23:52
  1. Minyon

    Anaokulu seviyesindeki "gocunanlar alınsın" cevabından sonra susmayı tercih ediyorum.

    Yalnız bir kere daha yeniliyorum "yere yakından kork" ifadesi buram buram cehalet barındırır, kim, hangi kaynakta nasıl ifade etmiştir bilmiyorum ama eminim sizin çıkardığınız sonucu kastetmemişlerdir.

     
  2. Minyon

    Böyle saçma sapan hurafelere itibar etmeyiniz zira bir insandan korkulup korkulmayacağına, böyle yerden kaç santim yükseklikte olduğuna göre değil, sağlam bir iskelet sistemine sahip olup olmamasına göre karar veriniz. Sağlam bir iskelet sistemine sahip olmayanlar (kısaca omurgasızlar), olaya, ortama, kişilere göre şekilden şekle girerler, bugün birinin yüzüne gülerken, yarın ötekinin sırtını sıvazlarlar, özellikle tehlike arz eden durumlarda ilk ortamdan onlar sıvışırlar. Daha pek çok özelliği bulunan bu jölemsi kıvamındaki kişiler, istedikleri kadar uzun olsunlar, asıl tehlikeyi bunlar barındırır. İlla korkacaksanız, bu tür kişilerden korkunuz.

    Aklı selim hiçbir insan, Sırf Yere yakın diye, dik durabilen, sağlam kişilikli insanları tehlikeli insan kategorisine sokamaz. Mühim olan yere yakınlık değildir, mühim olan "insan" vasfını taşıyabilecek davranışlar sergileyebilmek, sağlam bir kişilik oluşturabilmektir. Bu insani özellikler de boy, pos ile doğru orantılı değildir.

     
  3. insanlar ikiye ayrılır

    1) omurgalılar

    2) omurgasızlar

     
  4. eşini aldatmak

    sevginin, sadakatin kelime anlamını bilmeyen, bu iki kelimeyi bir arada içeren anlamlı bir cümle kurmaktan aciz kişilerin, nikah memuru karşısında bir araya gelip, evlilik kurumu altında birlikte yaşamaları "eş" oldukları anlamını taşımaz. Kişinin eşini aldatabilmesi için önce bir "eş" olmayı becerebilmesi gerekir, Sadakatsizlik göstermesi için önce bir karşısındakine sevgi besleyip, sahiplenmesi, bağlılık göstermesi gerekir; Aldatan kişilerin çoğunda bu özellikler yoktur, bulunmaz.

    Aldatmak, baştan sağlam temellere oturtulmadan, "Aile" olmanın yüceliğini ve sorumluluğunu idrâk edememiş, sırf evlenmiş olmak için evlenen kişilerin, mutluluğu dışarda arama, heyecan peşinde koşma çırpınışlarıdır. Aldatmak, Eşine, ailesine, kendisine saygısı olmayan insan davranışıdır. Yakın çevremde bu tip kişiler bulundurmasam da uzak çevremde şahit olduğumda, radyasyon kaynağından kaçar gibi bu kişilerden uzak dururum. Kimsenin özel hayatı tabi ki kimseyi ilgilendirmez, özellikle belli bir yaşa eriştikten sonra sosyal çevremizde kimsenin ahlak bekçiliğini yapacak halimiz yok, herkes kendi pisliğinde boğulabilir, ancak böyle kişilerle arkadaşlık etmemek de benim kişisel tercihimdir.

     
  5. dünyanın en güzel şeyi

    Renkli renkli, değişik türlerde çiçekleri görüp de içinde güzel duygular uyanmayacak bir kişi yoktur diye düşünüyorum. Bu yüzden Hobim olan taş boyama çalışmalarımda en çok yer verdiğim kompozisyon, çiçek temalı olanlardır. Şu ara tatilde de 2-3 gündür 20-25 adet taşa, çiçek görünümü vermeye çalışıyorum. Normalde bir günde bitecek olan çalışmayı uzata uzata, tadını çıkararak yapıyorum. Her bir çiçeği yaptığımda, "dünyanın en güzel şeyi" hissine kapılıyorum. Yapımı da kolay değil bu arada, zahmetli, ancak bir o kadar güzel olduğu için yapmaktan zevk alıyorum.

    Bu çalışma bitinceye dek, dünyanın en güzel şeyi "çiçekler"; canlı cansız, çiçek görünümündeki herşey. Ancak yarın, dünyanın en güzel şeyi nedir dendiğinde farklı bir cevap verebilirim. Şuanki, dünyanın en güzel şeyinin ömrü, Deneyimleyebilme imkanına erişebildiğimiz bir sonraki güzellikle karşılaşıncaya kadardır. Çünkü yaradan öyle bir dünya sunmuştur ki güzelliklerinin bir sınırı yoktur.