Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Hiçbir gıdayı soğuk tüketemeyenlerdenim ben de maalesef, bu uyarı beni kapsamıyor, boğazlarım çok hassas. Ancak özellikle gazlı içeceklerin ambalajlarındaki bu uyarı, gazların sudaki çözünürlüğünün sıcaklıkla ters orantılı olması ile ilişkilidir. Gazlı içecekler soğukken, içinde çözünmüş olan karbondioksit gazı daha fazladır, oda sıcaklığına gelen ağzı açık şişedeki gazın çoğu şişeyi terk eder, içeceğin şekerli sudan bir farkı kalmaz. Hatta bu nedenle büyük balıklar da denizlerin daha çok derinliklerinde yaşarlar çünkü oralara güneş ışınları gelemediği için daha soğuktur ve suda çözünmüş oksijen oranı daha yüksektir.
Az önce benim yaşadığım durumdur. Bu unutkanlık, normalde ilk kabarmasını söndürdükten sonra yarım saat kısık ateşte kaynattığım sütün, bir saat yirmi dakika kaynamasına neden oldu. Bu sütten yoğurt mayalanır mı sorusu için Bilir kişi olan anneme danıştığımda, olumlu cevabı aldım ve şuan ılımasını bekliyorum ancak içim pek rahat değil. süt fazla kaynayınca tüm besin değeri gitti, tek olumlu yanı suyu fazla buharlaştığı için daha koyu bir yoğurt olacaktır diye umuyorum. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacak, şimdiden merak ediyorum.
Kelimeleri güzel yapan, güzel cümlelerin içinde kullanılmasıdır. Mutluluk ve sevinç ifade eden bir cümlenin içersinde en sevimsiz kelime bile göze batmaz; üzüntü ve acı ifade eden bir cümlenin içersinde söylenişi en güzel olan kelime bile diken gibi batar. O yüzden ben kelimeleri tek başına, yalın hâlinden ziyade, cümle içindeki anlamlarına göre konumlandırabiliyorum.
Ancak şunu da söylmeden geçemeyeceğim; ingilizce cümle kurmakta çok iyi olmadığım için olsa gerek, moonlight (ay ışığı, türkçesi de çok güzel) ve sunshine (güneş ışığı) kelimeleri de benim için, teleffuz etmekten hoşlandığım, bana güzel gelen kelimelerdir.
Bizim eve çok yakın olan, ilk açıldığında "hiçbir yerde olmayan ürünler var" diye kulaktan kulağa dolaşıp, illa bir gidip, görmek gerek şeklinde merak uyandıran ancak zamanla standart bir market olduğu anlaşılan, bim uzantılı ürünleri çoğunlukta olan, bazı kalem ürünleri de oldukça pahalı satılan o yüzden toplu alışverişler için çok da uygun olmayan bir marketler zincirinin adıdır.
Mabel matiz'in "maya" akbümü de bu kategoriye girebilir. zira albümde ismi bir seferde sayılabilecek çok güzel şarkılar vardı; sarmaşık (en favorim olan), çukur, a canım, öyle kolaysa, mendilimde kırmızım var, ya bu işler ne, fırtınadayım gibi. Zaten şahsi fikrim matiz'in bir daha bu albümün üstüne çıkamayacağı yönünde. Ancak beni şaşırtır, daha güzelini de yaparsa da itirazım olmaz tabi ki, severek dinlerim.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |